bilimin illa da ''ispatlayamadığım şeyi kabul etmem'' mantığında olmasından mütevellit bağdaşmama durumudur. ancak bağdaşmasa da birbirini tamamlar bu iki müessese;
söz sende deyip mikrofonu bilime verdiğimizde ilk sözleri hep ''başlangıçta gaz ve toz bulutu vardı'' oluyor. işte tam da orda sorulan ''o gaz ve toz bulutundan önce ne vardı'' şeklindeki soruyu sırf cevap veremediği için es geçiyor. burada da devreye din giriyor. tamam belki somut bir kanıt sunmaksızın yuce bir yaratici ile açıklama getiriyor meseleye ama sonuçta çemberin halkası tamamlanmış oluyor.
herşeye rağmen din ile bilim düşman kardeşler değildir. din bilimin bir gün ulaşacağı nihayettir, varacağı son noktadır.
kainatı ve insan yaşamını bir roman gibi düşünürseniz din, bu romanın finalidir, bilim ise o finale kadar ki aşamalardır.