asiye: nedir bu?
rıfat: içinde yaramın kabuğu var.
asiye: yaranın kabuğu mu?
rıfat: senle ilk buluştuğumuz gün düşmüştüm hani, kanamıştı. sonra yara kapandı, ben de kabuğunu sakladım. ikimizin yarasıdır diye..
rıfat: esasen çok saçmadır değil mi? ama düşündüm ki fotoğraf vermekten iyidir. fotoğrafa bakar bakar alışırsın. ama yara öyle değildir. etimden bi parçadır. ne zaman baksan acırsın.
rıfat: ne o, taş kalpli asiye ağlıyor mu?
asiye: neden ağlayayım? hem bence de çok saçmadır. insan sevdiğine yarasını verir mi?