ortada bir yol var mıydı bilmiyorum ama yürüyordum.
ortada bir ağaç, bir dal var mıydı bilmiyorum ama her yeri bürüyordu.
ortada bir el, bir kol var mıydı bilmiyorum ama birinin koluna giriyordum.
ortada bir yumurta, bir fol var mıydı bilmiyorum ama soframı, koluna girdiğim o hiç kimsenin yardımıyla, gölgeden dalların bürüdüğü olmayan bir yola seriyordum.
işte benim yaşam maceram buydu. evet yaşadım ama ortada gerçekten bir ben var mıydı, onu da bilmiyorum.
çatal ve bıçakların çarpıştığı sofraların toplanacağı güne özlemle...