1.
-
çok basit... biz bankacılık sistemimiz çok sağlam falan diyoruz ama bahsi edilen sadece mevcut şartlar itibariyle batığa
sahip olmayışımızdır. bu bir kandırmaca. türkiye 2002'den itibaren bankacılık sistemi açısından yurtdışına açılmıştır ve
şimdiye kadar yurtdışındaki finansal genişleme ve bizdeki daralma sebebiyle bankacılık sistemimize bir sermaye girişi
gerçekleşmiştir. bu sermaye girişinin kaçacağını söylemiyorum ama bir nevi kaçacağını söyleyeceğim. şöyleki ;
türkiye'deki yabancı bankalar yurtdışında şu anda mevduatını kaybetmekte olan bankaların türkiye ayaklarıdır. Bu
bankaların türkiye'deki hacmi piyasanın yarısıdır. türkiye'de mevduat toplayan bu bankalar kendi ülkelerindeki reel krizi
yatıştırmak için eksilen mevduatlarını türkiye'den tamamlayacaklardır. ne güzel değilmi? ülkemizin parası yurtdışında
değer kazanıp geri gelecek! işte, tam olarak da öyle değil... bu bankalar türkiye varlıklarını devam ettirmekle birlikte
yurtdışına çıkaracakları mevduat elbette türk mevduat sahiplerine dönecek belki ama türk reel sektörü azalan mevduatla
birlikte faizlerin artması sorunuyla karşı karşıya kalacaktır. çünkü zaten enflasyonu yenme konusunda psikolojik eşiği
bile geçmemişken bankacılık sisteminin yaratacağı nakit yokluğu sebebiyle yaşanacak faiz yükselmeleri önümüzdeki sene
daralmış yurtdışı pazarlara satışta zaten zorluk çekecek olan ihracatçıyı iki kere baltalamak anlamına gelecektir. çünkü
ihracatçımız dolar yükselse bile ithalata bağımlı ihracatla maliyetleri artacak ve önümüzdeki sene yurtdışı pazarlardaki
daralma ile de ülkedeki işsizliği tetikleyecektir. işsizliğin tetiklenmesi ise tüketimin daha da azalmasını ve yabancı
pazarlarda tıkanan ihracatçının yurtiçi de iş yapamamasını beraberinde getirecektir. tamam tamam kızmayın kriz tellallığı
yapmıyoruz burada... ama aksini söyleyen varsa beri gelsin.