birhan keskin

entry266 galeri video1
    237.
  1. xxxv

    "onu, sevebileceğinin en yücesiyle sevdin.
    titreme daha fazla kalbim.

    bağışla kendini artık onu da
    bırak gitsin.
    bırak gitsin.

    o senin ezel gününden kaderin
    sen onu nasılsa bin kere daha
    seveceksin."

    hayatım boyunca bana en çok dokunan şiirin şairi, öyle ki her okuduğumda ya da zihnimde canlandığında inanılmaz hüzne boğuluyorum, canımı yakıyor. ağlamak istiyorum üstelik. karamsarlığa sokmuyor değil ama şu aralar ruh halimi yansıtan yegane şey, ruh halim tam olarak bu şiir. kalemine sağlık birhan keskin! şunları da bırakayım:

    taş parçaları/moğollar/eser gökay
    fatih çölgeçen - taş parçaları

    şiirden hayli kısım paylaşacağım tabi ki

    ııı

    madem arkandan ağlamamı bile çok gördün bana
    al bu taşlar senin olsun… o halde ve bundan böyle
    bütün davullar vursun, telleri kopsun sazların
    boşluğa bağırsınlar, birlikte;
    kan kusacağız.
    kan kusacağız.
    madem dünya bunca zalim
    madem yakışmıyor kalbimize.

    bütün davullar gümlesin
    boşluktan gelen, boşluğu dolduranı
    boşluğa böğüreni
    vursunnnn.

    bak! nasıl kan kusuyor külde uyuyan
    dünya görsün.

    vıı

    dünya ne ki sevgilim,
    benim sana yaptığım kubbe yanında?
    düşsün, olsun, bırak,
    içinde yıldızlar patlıyor.
    kolaydır inanmak kadar inanmamak da.
    ister sal kendini dünyaya, ister kal yanımda.
    her şeyden öte öyle sevdim ki ben seni
    yoluna baş koymak diyoruz
    biz barbarlar buna.

    x

    ey kimselere değişmediğim
    ayrılığın neden bunca ağır?

    xııı

    darmadağınım.
    darmadağğğnıııımmmm ve
    hepsi burada; aprın çor tigin
    haşim, kadı burhaneddin
    hepsi burada, kör, topal, haşin
    bağğğğrrrrıyorlar:
    bırak soğusun,
    bırrrak soğusssuuun
    bırak soğusun parçaların
    tekrar bitiştiğinde
    başka bir şey olacaksın.

    xvııı

    en acısını sevgilim en acısını
    tadayım istedin:

    en acısı buydu.

    xx

    gitmek mi yitmektir kalmak mı artık bilmiyorum
    yerini yadırgayan eşyalar gibiydim ya ben hep
    ve inançlı, gitmenin bir şeyi değiştirmediğine.

    bilemem, belki bu yüzden
    ben sana yanlış bir yerden edilmiş
    bir büyük yemin gibiydim.
    beni hep aynı yerimden yaralayan o eve
    yine de döneyim döneyim istedim.

    xxııı

    biz iyileşemeyiz diyor ilhan
    biz iyileşemeyiz bunu bil, diyor,
    biliyordum: ağırdı
    biliyordum: çok ağrıdı
    biliyordum: adım adım


    ben seninle sevgilim
    mutsuz ama bahtiyardım.

    xxıv

    bir masal
    bir taş ağırlığında olabilir mi?
    olurmuş meğer

    birlikte bir masala inanmak istedim
    ben seninle, sadece bu.
    sen beni tek
    tek
    tek
    bıraktın.

    benim artık taş taşıyacak,
    taş kaldıracak, taş atacak
    halim mi var!

    xxx

    kar şiddetle rüzgârla büyük bir kırgınlıkla
    vardı gece yarısı dağlarına. gelemem artık yanına.
    ben kaybettiğime ağlayayım sen kaybettiğine ağla.

    xxvııı

    ömrümü adadımdı.
    elimden aldığın ve parçaladığın şey bu!
    adaletin adını neden anmıyorsun burada da?
    o yüzden büyük yaram
    o yüzden büyük öfkem
    o yüzden dinmiyor
    içimde hepsi, hıncahınç.

    xxxıı

    ömrü gurbette geçenler gibiydim senin yanında
    duymadın mı, çok söyledim?
    o uzun gurbette,
    ben senin “adalet” diye diye nasıl unufak olduğunu
    gördüm.
    göre göre, duya duya
    yine de bigâne olarak her şeye.

    bilmedin ki; ben senin gurbetinde delirmemek için
    kalbimin aklıyla ördüğüm bir yıldızlı kubbede yaşadım.

    tecellinin içinde ecel durur sevgilim, görmedin mi?

    adaletin içinde bir zalim oturur.

    xxxxııı

    fazla insansın sen sevgilim fazla insan
    bir barbarım ben oysa, bir hayvan
    dilim bağışlamaktan söz eder benim
    seninki adalet ve intikam.

    söylemeye gerek var mı sevgilim
    söylemeye gerek var mı şimdi
    yetiştirdiğim en iyi nişancı vurdu beni
    klimanjaro’nun karları sevgilim
    klimanjaro’nun karları
    innnnniiiiiiyor aşağı.

    xxxxı

    bir nefeslik can kalsaydı sana üflerdim canımdan
    diyecekler; çok yüksekti ondaki zindan
    görmeli, eline almalı, sıvazlamalıydın, öğretemeden
    yazgına kanat ol kol ol diyemeden ayrı düştüysem senden.
    buna yanarım çok, en çok buna yanarım inan.
    onaramazdım kırdığım yerleri
    onaramazdın kırdığın yerleri.

    son bir nefesle sana sarıldımdı.
    en acısı buydu.
    en acısı buydu.

    xxxıx

    aşk iki kişi arasında asla eşitlenmeyendir
    ben bir divan şairi değilim ki sevgilim
    sana bercesteler düzeyim
    yine de giderayak, gözlerine, ellerine, ayaklarına
    tutulmuşluğumu herkes bilsin isterim.
    ben bu çıldırmış vaktin, ben bu yılan zamanının
    paramparça edilmiş şairiyim. ne diyeyim!
    yine de içimde, çok eskiden kalma bir
    ya leyl… ya leyyyllllllllllllle.
    bir çöl gecesine ismini bırakayım
    3 ...