Klasik müzik;beynin bir çeşit meditasyon yapmasına ya da beynin otomatiğe almasına yardımcı olur.beynin aktif sol lobunu ekarte edip,bilinçaltının kontrolünü elinde tutan pasif sağ lobuna erişme girişimlerini destekler.bunu yapabiliyor oluşunu;sizi dış seslere kapayıp içe dönmenize yardımcı olması olarak açıklayabilirim.başkasının düşüncesini size manipule etmez.sadece siz varsınızdır ve sizdekiler.(tabi buna ulaşmanın farklı yöntemleri de vardır).kendimize dönmeyeli o kadar uzun zaman olmuştur ki klasik müzik dinlemeye fazla dayanamayız ya da anlaşılmaz buluruz. cünkü illa bi duyguda olmayı isteriz.ucundan yakaladığınız, tınısını begendiğimiz diğer müzik türlerinde kolay olanı yakalamak cok daha basittir.diğer müzik türlerinde mutlaka yaşanan bi olay,hayal edilen bi istek, yakalayamadığı mutluluğu, acısı, isyanı, sevgisi, protestosu vs vardır.hep anlamış ama hiç anlaşılmamış oluşumuz da buradan gelir.başkalarını anlamak kendimizi anlamaktan daha kolaydır.başkasının yaşadığında olma isteği diğer müzik türlerine gönderir bizleri(bir çeşit hiç yaşamadığı acıyı ya da mutlulugu ya da duyguyu işte, bu şekilde deneyimlemek ister).diger türler empatiyi güçlendirirken, klasik müzik kendinize empati yapmayı sağlar(kendine empati olur mu dediğinizi duyar gibiyim.öyle bişey işte).klasik müziği dinleyebilmenin yöntemi öncelikle dış seslerden kurtulup sıfırlanmanız gerekir ki anlayabilesiniz.bu türün amacı(amacı demek de pek olmadı ama ; size bir şeyler hissettirmek, yüklemek değildir,sizi ortaya koymaktır,sadece müziği ortaya koymasındaki gibi.yani bence böyle.