çocukluk

entry292 galeri
    230.
  1. bana, özlem kelimesinin sözlükteki karşılığı nedir deseler çocukluğumdur derim. herkes özler çocukluğunu, ama şunu fark ettim ki, insanlar çocukluğunda izledikleri dizileri, tasoları, yani birtakım maddi varlıkları özlediklerini dile getiriyorlar çoğunlukla ya da çocukluğun getirdiği sorumluluktan muafiyeti özlediklerini söylüyorlar.

    benim özlemim ne bir eşyayadır, ne de o bahsedilen sorumsuzluğa. hatta o zamanlar şimdi olduğumdan daha fazla sorumluluk sahibi olduğumu söyleyebilirim. çünkü o zamanlar ekmek almaya gitmek, çocuk aklının mizanında tartınca, şu an eve ekmek götürmeye kıyasla daha ağır basıyordu.

    ve o zaman ekmek almaya gidince mutlaka bir yan görevim olacağını da bilerek düşerdim yola. raziye teyze'nin mahalle çeşmesinden dolması gereken su bidonları olurdu bazen bu yan görev, bazen de ayşen teyze'nin atılacak çöpleri olurdu. kapıcıydım ben çocukluğumda. eve döndüğümde, daha o yaştayken dünyanın bensiz dönemeyeceğini düşünürdüm, işte bunu özlüyorum ben. başarmanın getirdiği o memnuniyet, şimdiye göre daha kolay fakat daha tatlıydı.

    oyunlar da oynanırdı mahallede tabii, tanrının her kulu eşit yargılayacağı o metafizik yerler gibi bizim mahallede de, babası ne iş yapıyor olursa olsun, herkesin aynı statüde hissedildiği ve hissettirildiği oyunlar. oyunlar değil benim özlediğim, babası yeni vefat etmiş 8 yaşındaki arkadaşın o oyunlara girince babasızlığı unuttuğunu gözlerinden okumayı özlüyorum. oyunlar ki ne oyunlar, saklambaçlar, elim sendeler, seksekler ve bunların yanı sıra bir de futbol. evet, futbolcuydum ben çocukluğumda. mahallede en iyi futbol oynayan iki arkadaş, seçişirdik takımlarımızı ve seçtiğim takımın sorumluluğu da üstümde olurdu ve o anlarda mahallede ben olmasam hiçbir takımın galip gelemeyeceğini düşünürdüm, işte bunu özlüyorum.

    ama düşündüğüm gibi olmadı hiçbir şey. zaman çok hızlı aktı. başka başka çocuklar, başka başka takımlarda maçlar kazandı, kaybetti. artık suları çeşmeden doldurmaz oldular, eve gelir oldu sular, hatta o çeşme kaldırıldı. kendimi önemli hissettiğim o anlar çok çabuk geçti ve ben zamanın en büyük düşmanlarından biriyim artık. ne yaparsam yapayım, üzerinden zaman geçince yaptıklarımın unutulacağını biliyorum, çok da umursamıyorum. sadece özlediğim manevi bir şeyler kaldı çocukluğumda. on kere gençlik yaşasam bir çocukluğum etmeyecek. olsun, zaman akıyor, ama içime, zift gibi kara.
    3 ...