meyve suyu tadında, kolayca içilen ve bu sebepten farkında olmadan sarhoş eden şarap. film izlerken içiyordum, lan ne güzelmiş tadı dedim, şişeyi kafaya dikmeye başladım. takribi 20-25 dakikada şişenin dibini gördüm ve olaylar bundan sonra başladı.
evde yalnız olmanın verdiği rahatlıkla iki seksen uzanmış içerken şarabı, birden kapı çaldı. annemin geleceğini unutmuştum tabii, hemen şarap şişesini koltuğun arkasına sakladım. hoş, biliyor içtiğimi ama göz göze gelemem kendisiyle. neyse, şişeyi sakladıktan sonra ayağa kalkmamla yere yapışmam bir oldu. başım feci dönüyordu, ayağa kalkamıyordum bir türlü. kapı tekrar çalındı, ayağa kalkmaktan vazgeçip bir komando edasıyla sürüne sürüne kapıya doğru gittim. açtım kapıyı, annem bir sorun olmadığını düşündü sanırım. ''oğlum ben senin için kız bakıyorum senin yaptığın hareketlere bak... cık cık cık... büyü artık aptal evladım'' dedi, durumu çakmamıştı. yine sürünerek odama geçtim, kapıyı kapattım, '' beean uyuyujeaamm'' diyerek rahatsız edilmek istemediğimi belirttim, sızıp kaldım zaten hemen sonrasında.
eh ben bunu niye anlattım, efendim işte ''tadı güzel, sert değil, bir şey yapmaz bu'' diyerek kırmızı ışıktaki arabayı gören suriyeli, petrol bulan amerikalı, sıcak deniz gören rus, bonservissiz topçu yakalayan fikret başkan gibi saldırmayasınız şaraba... masum tadına aldanmayın efenim, hiç farkında olmuyorsunuz, haberiniz olsun.