yeni nesle saldırma hastalığı

entry4 galeri
    1.
  1. Türkiye'nin yeni sorunu.

    7-8 yaşındaki çocuklar youtube izliyormuş aman aman "Bak işte yeni nesil böyle oldu, oradakileri izliyorlar. Örnek alıyorlar, 'bizim zamanımızda böyle miydi?' dışarı çıkmıyorlar." hemen yapıştırıyor bu eleştiriyi bilirkişi. Soruyoruz "Sen ne zaman doğdun?" birisi diyor ki 1990, birisi diyor ki 1985, şok oluyorum. Senin çocukluğun ile 2010'da doğan çocuğun çocukluğu aynı geçerse sorun var demektir. Doğrusu senin gibi olmamasıdır zaten.

    Sonra, 7-8 yaşındaki çocuktan ne bekliyorlar acaba? Ne yapabilir 7-8 yaşındaki çocuk. Türk insanında hep var bu, üstten bakma olayı. Kendisi 7-8 yaşında bir şey yapamamış olsa bile 20-25 yaşında açar ağzını "Bu yeni nesil de ne bileyim, bomboş yetişiyor." sor ne yaptın diye, cevap veremez ama yeni nesli eleştirir.

    Aslında bu Türk toplumunun genel sorunu da olabilir. Kendisinin yapamadığı şeyleri başkasından beklemek ve sürekli eleştirmek. Tam olarak bu, Türk toplumunun esas sorunu bu: Başkasından beklemek. Hiç kendisi yapmayacak. sürekli ağzını açacak ve başkalarından bekleyecek. Genelde Batı'yı bize örnek gösterenlerde görüyorum ben bunu. "Abi, Fransa'da şöyle mi be?" diye soruyor. Bakıyoruz Fransa'ya; herkes işini çok iyi yapıyor, çöpçüsünden inşaatçisine eksiksiz iş yapıyorlar. Bizde de herkes işten kaytarmak istiyor. Ama gel gelelim aynı standartlarda yaşamak istiyoruz. Neyse konu bu değil, başlıkla uyuşmuyor bu yazdıklarım ama değinmeden geçmek istemedim.

    Yeni nesli geliştirmek istiyorsak "Youtube'a girmeyin!" demek çözüm değil. Bu hayatımızın bir gerçeği ve yeni neslin göz bebeği. Eğer gerçekten yeni nesle bir şeyler katmak istiyorsak oturacağız, yeni neslin bilgilenmesi için videolar üreteceğiz. Onların ilgisini çekecek, sabah akşam oyun videoları izlemek yerine açıp bunları izleyecekleri videolar yapacağız. Yok yapamıyor muyuz? Eleştirmeyeceğiz. Ortaya bir şeyler koymadan eleştirince gömlek cebinde sigara paketiyle "Sigara içmeyin oğlum, çok zararlı!" diyen dayıdan farkınız olmuyor.

    Daha da yazılır ama halkımızın okuyacağını düşünmüyorum, maalesef. Bu kadarı yeter. Umarım kendimi anlatabildim.
    3 ...