çekim öncesi kimseye bilgi vermeden bir sabah vakti belgesel çekimi için kale burçlarında haçlı bayraklarının dalgalandığına şahit olan, şirin iç anadolu şehri. tıpkı bir sabah uyandıklarında fransız bayrağı ile karşılaşan maraşlılar gibi. kimse kusura bakmasın ama bayrak bu insanlar için önemli. bayrak konusunda hassasiyet göstermelerini, bu işe önem atfetmelerini garip karşılamayın.
en başta belgeselin adında bile meymenet yok: Anatolia. anadolu'yu tanıyorsan bir zahmet türkçe bir isim kullan. milletin gözü anadolu kelimesine aşina olsun. tanıtıma burdan başla. kültürünü tanıtmak için yaptığın girişim, baştan sakat başlıyor zaten.
her neyse, bahsedilen belgesel normalde 85 il gezilerek çekilecekmiş. ilk şehir olarak kayseri seçilmiş. kayseri'de de böyle bir tepki ile karşılaşınca acemi (tanımıyorum, sadece öyle olduğunu tahmin ediyorum) yönetmen Tanyolaç Türkmen şaşırmış, üzülmüş. evvela yönetmenin kendisinin de müslüman olması bir kenara empati yapabilen her birey bilir ki bir şehir ahalisi bir sabah vakti ansızın -normalde türk bayrağının dalgalandığı- kale burçlarında koskoca haç işaretli bir bayrak görürse şaşırır, tepki gösterir. bu gayet normaldir. bunun aksi yani tepkisizlik anormaldir. peki bu insanları çekimler öncesinde neden bilgilendirmeniz kardeşim? var mı buna cevabın? yok.
sonra ortaya çıkıp "Haçlı bayrağına bilmeden tepki gösterenler, mutlaka pişman olacaktır." diye tehdit savuramazsın. izin alacaksın kardeşim çekim yaptığın şehrin sahiplerinden. orası dingonun ahırı değil. bu insanlar bayrak için canlarını feda etmiş dedelerin soyundan geliyor. eğer biraz düşünürsen bu haklı tepkinin öyle hiç de galeyana gelmiş 20-30 çapulcunun tepkisi olmadığını anlarsın.
bir de yönetmen şöyle bir itirafta bulunmuş: "Ben de Müslümanım. Çekim öncesi bilgi verseydik belki bunlar olmazdı."
ha işte ben de onu söylüyorum be tanyolaç. niye başta düşünemedin bunu?