nasıl oldu, nerden geldi hayatıma bilmiyorum. ta eskilerden, cok eskiden gorurdum radyoda, o kadar. beni hatırlar mı o zamandan bilmem, o derece işte varın siz hesap edin.*
ama simdi, simdi orda biliyorum. uzatsam elimi, yardım et demeye kalmadan coktan kaldırmaya gelir dustugum yerden, biliyorum. belki cok uc noktalarda yasadıgımdandır duygularımı bu kadar emin olup, bu derece cesaretle bunları yazmam.
zook'tur o, zook'umdur. zok kadar ozel, onun kadar şapşal, o kadar farklıdır.
bu sefer kelimeleri toparlayamayı beceremedim, farkındayım, yine her zaman yaptıgım gibi, sarkılardan yardım alma vakti.
"kelimeler yetse daha neler neler buldum" demiş ya sebnem, o misal bendeki de.
ondan daha fazla da uzatmaya gerek yok aslında: