kitaptaki anlatıcı; karakterleri, mekanı ve zamanı betimledikten sonra gelişen olaylar sonucu ana karakterle tanışıyor. ve bu ana karakter başlıyor anlatmaya. zweig tarzı yani.
kitapta 67 yaşındaki, soylu ve zengin bir ingiliz kadın olan Bayan C'nin başından geçen 24 saatlik bir olay anlatılıyor. bu olay ki, 20 yıl öncesinde yaşanmış olduğu halde hala etkisinden kurtulamamıştır. kocası öldükten sonra kendini gezmeye, tozmaya, otostopa ve karsrail'e saran bu ablamızın sürekli yaptığı bir etkinlik var. nedir bu: kumarhanelere gidiyor ve oynamadığı halde insanların oynayışını izliyor. (etkinlik gibi etkinliklerde bugün) ama bir farkla. insanların yüzlerine bakmıyor. ellerini izleyerek o an oyundaki hislerini anlayabiliyor. insanların, yüzlerine poker face duruşu alsalar bile ellerine bunu yapamadıklarını savunuyor.
efenim bir gün, elleri dikkatini çeken bir genci izliyor uzun süre. yine yüzüne bakmadan. elleri çok hoşuna gidiyor ve yüzüne bakmaya karar veriyor. bu delikanlıda diğerlerinde olmayan şeyler görüyor. kumarda bütün parasını kaybetmesini an be an izliyor. parasını kaybettikten sonra bu gencin intihar etmeye gideceğini düşünüyor/anlıyor ve peşinden gidiyor.
onu ölümden kurtarıyor. başta cinsel bir düşüncesi olmasa da, onu bir otele götürüyor. sonrasında birlikte oluyorlar (seks mi lan yoksa? evet seks.) ona karşı bir şeyler hissetmeye başlıyor. birlikte geçirdikleri çok güzel 24 saat sonunda genci 7.30 treniyle evine dönmeye ve kumar oynamamaya ikna ediyor. ama ona karşı olan duyguları güçlendiği için, sahip olduğu bütün sosyal statüyü bir kenara bırakıp, tutkularının peşinden onunla gitmeye karar veriyor. eşyalarını toplayıp tren garına gitmek için yola çıkıyor ama treni kaçırıyor.
bu üzgün derbeder haliyle, onunla gezdikleri yerlerde gezip onu yad ediyor. en sonunda kumarhaneye gidiyor. bir bakıyor ki o da ne. o piç oğlu piç kumar masasında. çıldırıyor tabi. aralarındaki küçük bir tartışma sonunda çıkıyor gidiyor oradan.
evet kitap aynen böyle bitiyor. sonra uzun süre siz de duvarlara bakıp "n'oluyo ya?" diyorsunuz.
he bir de yıllar sonra öğreniyor ki eleman kumar batağına düşüp intihar ediyor. e güzel ablacığım ne değişti. en başta engellemeseydin, dünyadan bir tane kan emici ayrılmış olacaktı.
işin özeti şu, tutkularının peşinden yine koş; hobi olarak koş tabi. ama koştuğun adama da dikkat et be kardeşim.