Bazı kavramlar vardır ki tek başına bireysel bir özellik olarak bir anlam ifade etmez. Bireyin tek başına çağdaş , demokrat , eşitlikçi ve özgürlükçü olması imkansızdır. Bu gibi evrenselliğe sahip kavramlar bir davranış biçimi olarak tüm toplumca benimsendiği takdirde bir anlam kazanır. Örneğin :
Murtaza çok çağdaş bir insan. Evinde çöpünü yere atmaz ama sokakta balgamını ve sümüğünü her yere atar.
Murtaza çok demokrat bir insan . Söyleyeceklerini onaylayanları dinler onaylamayan eleştirmenleri ise kurşuna dizer.
Murtaza çok eşitlikçi bir insan . Kazancının yarısını kendi müritlerine dağıtmaktan haz alır ancak etki altına alamadıklarına zırnık koklatmaz , üstüne hepsini soyup soğana çevirmekten hoşlanır.
Murtaza çok özgürlükçü bir insan . Beslenme ve barınma sorunu çözmüştür ya artık geriye kendi saplantıları olan din ve milliyetçilik kalmıştır. Ha ters laf etmeyin 301. maddeden de özgürlüğünüzü elinizden alıverir.
Yahu şu murtaza ne çağdaş bir insan , kıymetini bilemediniz gitti!*
Tanım : Gerçekten çağdaş , özgürlükçü , eşitlikçi ve demokrat sosyalistler tarafından üçkağıtçılıkları her daim ayyuka çıkarılan yazarlardır.