Muhafazakarlık kavramı bireysel ve toplumsal iktisadi yönlerinden bağımsız ele alınırsa bir sanrıdan öte hayatta kalmak adına çoğu canlı tür tarafından somut bir şekilde uygulanan bir davranış biçimidir. Bir köpek yavrusunun sidiği ile kendi bölgesini belirlemesi ile bir insanın kişisel hak ve özgürlüklerini korumak için özel hayatının gizliliğine sarılması arasında hiçbir fark yoktur. Ya da bir antilop sürüsünün aslanlara ait bir su kaynağına inmemeyi tercih etmesi kadar bir patron ya da emek düşmanının da işçi ve emekçilerin çalışma sahasına inmemeyi tercih etmesi arasında da belirgin bir farklılık yoktur. Hem hayvanlar hem insanlar sahip oldukları yaşam standartını korumak adına kendi türlerine özgü davranış kuralları koyarlar. (bkz: Doğal seçilim.)
işin iktisadi boyutuna girildiği vakit ise bir muhafazakar ile liberalin temelde çok farklı argümanları olduğu iddiası iflas eder. Zira hangi canlı eylem ve hareketliliğinin kısıtlanmasını arzu eder. Bir muhafazakar iş hayatında başarıyı ve kariyeri ya da düşünme özgürlüğünü ve ifade hakkını kendi iradesiyle nasıl azad edebilir. Etmemesi için liberal olması da gerekmezken. insanlar kendi ideolojileri içinde eğer belirli bir evrimsel kararlılık sağlamış ve hayatının akışının düzenini getiren bazı kurallar üzerinde bir grup olarak hareket edebildiği sürece muhafazakarlık devam edecektir. Ancak bu evrimsel kararlılık düzenine ulaşana kadar insanlar açısından tutarlı bir muhafazakrlığın benimsenmesi ise söz konusu olmayacaktır. Bizim gibi emperyalist ülkelerce iktisadi ve siyasi ve kültürel alanda sömürülen gruplarda ise zaten belirli bir muhafazakarlaşma düzeyine ulaşmadan toplumsal hiyerarşi alt üst edilir , toplumsal norm ve değerler , ulusal bilinç ve kamuculuk yerini tüm değerler sistemini alt üst eden neo-liberal bir alt-üst yapı ilişkisine terk eder. Ki bugün bunun açık ifadesi olan liberalizm ve kapitalizmin toplum mühendisliği aşamasında karşımıza muhafazakar-demokrat olarak çıkan bu siyasi oligark ya da kitle " muhafazakarlığın muhafazakarlığını " ifşa etmekten başka bir amaca yönelmez. En güzel örneği ise Kenan Evren'in zaten dinine çok bağlı olan bir toplumu elinde kuran ayetleri ile darbeye destek olmalarını istediği mitinglerinde gözlemlenmiştir. Bir muhafazakar kendisini asla muhafazakar sanmaz zira gerçekten muhafazakardır. Ancak bir muhafazakar oyuncusu ise tam tersine muhafazakarlık kavramının içini dolduran inanç ve davranış kalıplarını öylesine abartarak uygular ki geçmişin muhafazakar değerleri günümüzün liberal değerleri olarak bile karşımıza çıkar. En güzel örneği ise Akp iktidarı sırasında bir özgürlük sembolü olarak yürütülen " türban özgürlüğü savaşlarıdır. " Şu liberaliz deyip de islamcı muhafazakarlarlar ile darbeye hayır mitingleri düzenleyen güruh da işte bunun en kallavi türüdür. Genel mantıkları " bir sana iki bana " dır.
(bkz: Nazlı Ilıcak)