dostluk

entry216 galeri video3
    185.
  1. Benim hiç dostum olmadı; ama dostluğa inanıyorum. Mecburen değil de, bile isteye kendinden ödün vermektir dostluk. Sırf onu mutlu etmek için. işte ben bunu yaptım. Fakat ortada bir dostluk olabilmesi için karşı tarafın da birtakım fedakarlıklar yapması gerekir. Ya da en azından vefalı olması. Vefa olmazsa, dostluk da olmaz.

    Onun sevdiği konulardan bahsetmeyi görev edinirdim kendime. Neler anlatacağımı önceden kafamda planlardım. Bazen de konuşacak hiçbir şeyimiz olmazdı. O zaman da hiç oflayıp puflamadan susardım. Sessizliğe ilk pes eden ben olmazdım. Ne zaman ki onun sıkıldığını anlardım o zaman hemen konuşacak bir şeyler bulurdum. Normalde pek hoşlanmadığım şeylerden eğer o yapıyorsa ben de hoşlanırdım. Onun yaptıkları benim için kıymetliydi, anlamlıydı. Beraber yapınca daha da çok.. Neyini seviyordum ki, diğerlerinden farkı neydi? Mizacından hoşlanmamın yanı sıra içindeki çocuğu seviyordum. Gamsızlığını, umursamazlığını, kabullenişini, basit şeylerle mutlu olabilmesini... Bunların hiçbiri bende olmadığı için mi onun yanında olmak istiyordum? Benim zıttım bir karakterle neden ortaklık kurmaya çalışıyordum? "Sevgi anlaşmak değildir, nedensiz de sevilir" miydi gerçekten? Vefa mı? işte o vefasızın önde gideniydi. Vefasizligini da sevmeye calistim, ama olmadi. Vefasızlık ayırdı bizi.

    Umarım bir gün gerçek bir dostum olur. Evet meçhul dostum, belki ileride karşılaşacağız, seni hep bekliyor olacağım. Şimdilerin acısını çıkarmazsak yuh olsun bize!
    1 ...