Çoğu durumda gereksiz ve bir yerlere olumlu etki ederken bir yerlere tamamen tersi şekilde olumsuz etki eden kimyasal maddelere verilen isim.
Mecbur kalmazsanız almayın bir kanser hastası değilseniz, bir epilepsi hastası değilseniz, kalp rahatsızlığınız yoksa yani demem o ki yapısal herhangi ağır bir rahatsızlığınız yoksa almayın.
ilaçta değil sağlığınızda ısrarcı olun.
ilaç, ayakta tutulması gereken bir sektördür.
Tüm sağlık kuruluşlarının, hastanelerin yani anlayacağınız bu alanda hizmet veren tüm kurumların işleme standardını bu sektör belirlemiştir.
Yani bir bakıma tüm bu kuruluşların bu sektöre mecburi bir bağımlılığı vardır. Tıpkı sizler gibi *
Gittiğiniz doktor çok iyi olabilir fakat yine de bu sisteme uymak zorundadır.
ibni sinalar kalmadı bunu özümseyin lütfen. kişiye özel tedaviler tıbbın henüz yeterli gelişimini tamamlayamadığı fakat kesinlikle daha insancıl olduğu eski tarihlerde kalmıştır bu yüzden bu tarz tedaviler çoğu zaman imkanların dışındadır.
Bunun yerine kalıplaşmış tipik tedaviler uygulanır.
Bundan ötürü ilaçta değil sağlığınızda ısrarcı olun.
Bir doktora boğaz ağrısı şikayetiyle gittiğinizde akut solunum yolu enfeksiyonu tanısı koyar ve akabinde tedavi sürecini başlatır. neyle mi? Tabii ki antibiyotik ve ağrı kesicilerle...
Bir süre sonra boğaz ağrınız geçer doktor da sırtınızı sıvazlayarak gayet bir şeylerden tatmin olmuş bir hastayı iyileştirmenin haklı gururunu yaşayaraktan sizi gönderir.
Ama ama ama o doktor çok ciddi olmayan rahatsızlığınız sonucu size verdiği geçici ilacın örneğin,böbreklerinize zarar verdiğini ve daha ciddi hastalıklara yakalanma ihtimalinizi arttırdığını bilse dahi hiç aklına bile getirmez. Çünkü sistem zihnini köreltmiştir, düşüncelerini tek tip yöntemlere yöneltimiştir.
akut solunum yolu enfeksiyonunuz ya da başka bir şikayetiniz ortadan kalktığında doktorunuz için iş orda biter sonrası size aittir.
Benim safderun halkım sizlere sesleniyorum: biraz başınız ağrıdığında şeker gibi ilaç almayın.
Biraz moraliniz bozulduğunda psikiyatrların kapısında bitmeyin.
Düzenli beslenin doğal beslenin emin olun herşey kendiliğinden geçecektir ve bu daha sağlıklıdır.
Ayrıca En büyük garezim psikiyatriye, bu alanı çok sevmeyin gözünüzü seveyim (dediğim gibi çok ağır değilseniz)
Günümüzde bu alanın doktorlarına başvuran hastaların çoğu neredeyse nevrotik gruba giren insanlar.
Psikozlar çok daha az.
Anksiyete bozuklukları altına giren bir rahatsızlığınız varsa size verilecek ilaçların hepsi serotonin inhibitörleri olacaktır.
Bu ilaçları uzun süre kullanmanız gerekecektir. Ama gerçekten bu boşunadır.
Serotonin vücudunuz da üretilen bir nörotransmitterdir(kimyasaldır)
O ilaçlar bunların seviyesinde artışa sebep olur veya bunları tüketen faktörleri ortadan kaldırır.
Siz bunu zaten doğal yollardan alabilirsiniz.
Herhangi bir sorun keşfettiğinizde ilk yapacağınız şey beslenmenize bakmak olsun bir beslenme uzmanına görünün bu çok daha faydalıdır.
Hiçbir antidepresan hiçbir psikotropik ilaç beyninizin kendi ürettiği elektrokimyasallardan güçlü değildir.
Bunu anlayabilmek için düşünce gücüne inanın biyokimyasal temellerdeki bozukluklarınızı beslenmenizle ve bu düşünce gücüyle tedavi edin.
Kafanıza taktığınız Saçma salak bir meseleyi çözmek için bu tür intihar girişimlerinde bulunmayın.
Çok büyük olumsuz etki altındasınız. Prospektüslerle içinizi rahatlatmayın.
Bir şeyi yok ya demeyin.
Kestirip atmayın demedi demeyin.