Küçük bir çocuk var. Sürekli bana "benim niye pokemonlarım yok" diye soruyor. Her an, her yerde peşimde. "Bırak beni bilmiyorum" diyorum, yetişkinlere ettiğim küfürlerden ediyorum. Bırakmıyor. Hep peşimde. Benim bir masal kahramanı olduğumu düşünüyor. Aslında pokemonlar bahane. Sürekli peşimde olmasının sebebi, beni gizli güçlerimi kullanırken yakalamak.
Hayatta en iyi yaptığım şey cıgara sarmak.
Küçük çocuk uyanmadan evden çıkmaya, uyumadan eve girememeye başladım. Belli etmemeye çalışıyorum ama korkuyorum o çocuktan. Ben kimsenin gözlerinin içine bakamam; Gözlerimin içine bakanlardan da korkarım. Çocuk gözlerimin içine bakıyor.
Masal kahramanlarının hepsi orospu çocuğudur. Hepsinin ne mal olduğunu biliyorum. Hepsi keş, hepsi tecavüzcü, hepsi yalancı, hepsi korkak..
Pokemonları merak eder oldum. Artık çizgi film saatlerini kaçırmıyorum. Hakikaten bizim niye pokemonlarımız yok?
Bir gün yine karşılaştık. Yine aynı soruyu sordu bana; "benim niye pokemonlarım yok." Başımdan defolup gitsin diye "bak" dedim. Filmi bende izledim. Önceleri benimde aklıma takıldı, bende istedim bir pokemonum olsun ama dikkatli izlersen oradaki çocuklar seçilmiş çocuklar... Anladın mı şimdi. Biz o seçilmiş çocuklardan değiliz.. Tam anlatamadım galiba ama küçük çocuk bu cevabıma çok bozuldu. Yüzü asıldı yada düştü.. Gizli güçlerimi göstermenin zamanının geldiğini düşündüm.
Elinden tutup apartman merdivenlerinin altına götürdüm.
Sırtımızı duvara yasladık.
Çıkardım bi cigara sardım.
Bol bol tükürükleyip yaktım.
Üstü üste birkaç nefes aldım.
Sonra çocuğa uzattım,
"al çek döndürelim" dedim..
O çekti ben çektim.. O çekti ben çektim..
"Görüyor musun pokemonları?" dedi.
"Görüyorum" dedim.
"Ya sen görüyor musun?.. benim için saçlarını uzatmış.. Ne kadarda uzunlar değil mi?"