çözüm olarakda denenenler herhangi bir iyileştirme yaratmamıştır, yarattıysada mikro düzeyde kalmıştır.
artık tüm bunları bir kenara bırakalım,
şapkamızı elimize alalım,
elimizi masaya vuralım,
eğri oturalım,
düzgün konuşalım,
yatırım yapalım,
savaş yapalım...
çözümsüzlüklerin ardından gelen bunlar gibi yaklaşımlarda bir işe yaramamıştır...
sorunu tam olarak ortaya koyamadık
çözüm için gereken adımları atamadık
bilimsel düşünmedik
örf adetlere saygı duymadık
göç ettik
pes ettik
gibi başarısızlığın sebeplerini ortaya sıralamakta bize hiç bir fayda sağlamamıştır...
e o zaman ne kafa ütülüyorsun be adam,
işin gücün yokmu senin
insanlar orda ölüyor
ülke bölünüyor
bırakın bu adamı, kaldığımız yerden devam edelim gibi şeylerde hiç kar etmemiştir...
bu sorun insanların içindeki intikam, savaş ve barış gibi değerleri tetiklemiş sonucunda bir takım insanlar kendilerini suçlu bulmuş özür dilemiş birbirinden, bir takım insanlar ise intikam ateşiyle yanıp kavrulmuştur.
kimileri hakkında en ufak fikri olmayan, aynı sofrada aynı yemeği yedikleri insanlara karşı ayrımcılığa gitmiş
kimileri ise, en ufak bir benzer noktası olmadığı halde, o insanları sahiplenmiş, insanlık onurunun bunu gerektirdiğini düşünmüşlerdir.
insanların kafası hiç olmadığı kadar karışmıştır...
ve bu karışıklığın giderilmesi için en baştan itibaren belirtilen tüm öneriler bir daha denenmek üzere geleceğin beyaz yapraklarını kirletmişlerdir.