gece çöken hüzün.
geceler mi suçlu yani kimsesizleşti sokaklar, karardı istanbul, bir ay kaldı, o da yüzümüze bakmıyor diye.
geceler mi suçlu kimsesiz hissetmeye başladık diye, içimizi kararttı geleceğin karanlık olacak olma ihtimali diye.
insanın doğum haritasındaki jupiterin görevlerinden biri de var olanı, olacak olanı büyütmektir gündemdeki yerini arttırmaktır. işte gece tam olarak bu.
jupiter görevi yapıyor. içimizde olanı büyütüyor.
gündeme getiriyor.
korkuları kaygıları endişeleri aşkları sevdaları neşeleri mutlulukları tedirginlikleri büyütüyor.
ne varsa içinde.
peki ne var içimizde?
gece hüzün çöküyorsa kalbimize;
bukowski'nin yüreğindeki mavi kuşun bizde de olmasından kaynaklanır.
ama sadece bizler onun gibi ifade edemeyiz.
ama oradadır o, şairin dediği gibi gizli antlaşmamıza sadıktır.
ve ağlatacak kadar güzeldir.
bukowski ağlamaz, peki ya biz?
bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama ben ondan güçlüyüm, kal,
diyorum ona, kimsenin
seni görmesine izin veremem.
...
bir mavi kuş var yüreğimde
çıkmaya can atan
ama zekiyim, sadece
geceleri izin veriyorum çıkmasına,
herkes yattıktan sonra.
orada olduğunu biliyorum, derim
ona, kederlenme
artık.
sonra yerine koyarım yine
ama hafifçe öter
tamamen ölmesine de izin
vermiyorum
ve birlikte uyuyoruz
gizli antlaşmamızla
ve insanı ağlatacak kadar
güzel,ama ben
ağlamam, ya
siz?