akp 16 yıldır ülkeyi tek başına yönetiyor. bu 16 yıl içinde girdikleri her seçimi kazandılar. tabi bunda rakip gibi görünen ama akp'nin sıkıştığı en kritik anlarda verdiği destek ile devlet bahçeli'nin de hakkını yememek lazım.
***
bir örnek verecek olursak; 7 haziran 2015 seçimleri sonunda tek başına hükümet kuramayacağı ortaya çıkan akp'nin imdadına yine bahçeli yetişmişti. hatırlayın o akşam bahçeli, koalisyona kapılarını kapatarak seçim sonuçları dahi kesinleşmeden "ak parti'den size yönelik koalisyon teklifi gelirse yanıtınız ne olur?" sorusuna mhp'yi dışarıda tutarak, ilk olarak akp ile hdp arasında, ikinci bir koalisyon modeli olarak da akp, chp ve hdp'yi önermişti. mhp'nin ana muhalefet partisi görevini üstlenmeye hazır olduğunu söyleyen bahçeli. "eğer bunların hiç birisinden sonuç alınamıyorsa, en erken seçim ne zaman olacaksa o zamanda seçim olur" demişti.
***
chp lideri kemal kılıçdaroğlu'nun, resmi koalisyon görüşmeleri başlamadan önce bahçeli'ye "birlikte hükümet kuralım, başbakan sen ol" çağrısı bile fayda etmemişti.
***
sonrasını biliyorsunuz. 7 haziran'da 31'i yeni, toplam 80 milletvekili çıkaran mhp, 1 kasım 2015'te yapılan erken seçimlerde 37 milletvekilini kaybetti. bahçeli'nin seçim sonuçlarıyla ilgili yorumu ise "milletimiz koalisyondan kaçan akp'ye iktidar görevi verdi" oldu.
***
şimdi bunları anlatmamın nedeni şu: bahçeli bir çok kritik kararda erdoğan'a destek veren bir siyaset izlemesine rağmen başkanlık sistemine hep karşı çıkmıştı. hatta seçim gecesi koalisyon seçeneklerine kapıları kapatan bahçeli, "akp için sonun başlangıcı görülmüştür. akp 7 haziran seçimlerinde devletin tüm imkanlarını pervasızca kullanmıştır. trt'yi, yandaş medyayı akp için seferber edilmiştir. hazine kaynakları akp'nin elinde ahlaksızca kullanılmıştır. haksızlık, usulsüzlük hiçbir dönemde olmadığı kadar yaşanmıştır. erdoğan cumhurbaşkanı olduğunu inkar edercesine meydanlara çıkmıştır. erdoğan'ın başkanlık hayali gerçek olamamıştır. mitingler düzenleyip ak parti'ye oy dilenen erdoğan kaybetmiş, miadını doldurmuştur." sözleriyle erdoğan'ı ve akp'yi çok sert bir şekilde eleştirmişti.
***
fakat bu durum parti içi muhalefet harekete geçince sona erdi.
meral akşener ile birlikte öne çıkan muhaliflerin önlenemez hareketiyle, daha önce başkanlık sistemini çeşitli tarihlerde "başkanlık, federasyon demektir, türkiye'yi bölünmeye götürür. bizim yerli üretim hitler'e, stalin'e, kaddafi'ye tahammülümüz olmaz, bu iyi biline." ifadeleriyle sert bir şekilde eleştiren bahçeli, "akp başkanlık sistemi inadını sürdürecekse bunu meclis'e getirmelidir" deyiverdi.
***
başkanlık sisteminin gündeme gelmesini sağlayan bahçeli, referandumda da başkanlık sistemine tüm ifadeleriyle tezat bir şekilde tam destek verdi.
uzatmayayım başkanlık sistemi için "türkiye'yi bölünmeye götürür" söyleminden "türklüğün bekası için evet diyeceğiz"e geçen bahçeli ile "her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldık" diyen erdoğan'ın ittifakının ana kaynağı meral akşener korkusudur.
***
peki kardeşim neden korksunlar? diyebilirsiniz. cevaplayalım:
korkuyorlar çünkü, akşener siyasete yeni bir soluk, yeni bir umut getirdi. akşener'le birlikte muhalefet canlandı ve söylemleri çeşitlendi. her türlü engellemeye karşın akşener ve ekibi yılmadı, durmadı.
işte korkuları bu yüzden. bu korkuları sürüyor ve dizginleyemiyorlar.
***
bu yüzden akşener'in adını anmıyorlar. gözle görülür bir ambargo uygulanıyor. çöp ve hafriyat kamyonlarıyla yolu kesiliyor, programlarına engel çıkarılıyor, meydanları dolduran kalabalığı görmezden geliyorlar.
***
engellerin son örneği 17 haziran'da yaşandı. akşener'in sultanahmet meydanında konuk olacağı halk arenası programı için istanbul valiliği ve il seçim kurulu'nun izin verdiği alan için yasak kararı geldi. oysa ki akşener'in konuk olacağı programa valilik izin vermişti. sonra ne olduysa oldu, tüm izinlere rağmen ilçe seçim kurulu "program yapılamaz" dedi. şunu belirteyim bu alan, ramazan ayında özel bir televizyon kanalı için nihat hatipoğlu'nun 30 gün boyunca program yaptığı bir alan. şimdi bu korku değilse nedir? hadi korkuyorlar bu kadar belli etmeseler bari.
demokratik bir ülkede bir parti başkanı ve cumhurbaşkanı adayı ile program yapılması bile engelleniyorsa, bu sadece korkularının dışa vurumudur. aksini iddia eden varsa bu yazıyı tekrar okusun!
--- spoiler ---