insani değerlerini yitirmemiş günümüz charlie chaplin'i.
bu adam güldürür. fena halde geyik muhabbeti yapar. sabahlara kadar esir alır da ne karın kaslarınız eskisi gibi olur ne de giydiğiniz pembe puanlı boxer. insan ayırt ettiğine rastlamadım henüz. kim olursa olsun karşısında yırtar diyaframını. 10 numara geyik üstadıdır.
lakin bu adamda enteresan bir özellik vardır. her türlü geyiğin içinde mutlak surette en az bir yürek yakan cümlesi bulunur. öyle güzel entegre eder ki cümleyi muhabbetin en olmadık yerine, apışıp kalırsınız kahkahalarınızla birlikte. yutkunmak durumunda bırakır. ah bir de mide öz suyuna ulaşabilse o yumru gibi olan bazik sıvı.
bir yanı hınzır, bir yanı yağmur yüklü bulut misali. dokunsan ağlayacak adam sanki. ama güldürmekten de alamıyor kendini. çok seviyor ve üzmek istemiyor çevresindekileri. yüreği yaralı palyaço hikayesindeki gibi hali. o yüzden çekiyor etrafına benim gibileri. güldüremiyor ki insan kendini. arıyor el verecek birilerini.
kalemim kuvvetsiz kalıyor mevzu sen olunca
ruhum basiretsiz kalıyor seni hatırlayınca
kalbim sızım sızım sızlıyor sen ateşi harlayınca
beynim destanlara kanıyor büyük aşkını anlatınca
nasıl bir sevda çekmişsin ey koca çınar
gönlüm böyle sevdaya her daim tapar
sen ki ayrılığı simlerle işlemiş hüzün dolu yazar
ne olur söyle, sevdayı engeller mi en yüce duvarlar?
yürek yangının ne olduğunu biliriz nacizane. lakin bu adamın yangını kıyamete gebe. üç koca okyanus birleşse bile, olmaz derdine çare.
sevdalılar seni anlar abim. dostluğum kadim ve sonsuza dek daim. hürmetler sunarım, bitmez sana olan sevgim.