askerde yazıcı olmak

entry51 galeri
    10.
  1. iyi yanları da vardır kötü yanları da...

    bir kere angarya işler asla size kitlenmez, askerler arasında gereksiz bir şekilde saygı görürsünüz, komutanlarla samimiyet kurarsınız, askerliğinizi askerlik yapıyor gibi değil de memurluk yapıyor gibi geçirirsiniz, yazın sıcağında ya da kışın soğuğunda dışarıda bok püsürle uğraşmazsınız. misal bizde çay ocağını askerlerin kullanması yasakken yazıcılar bu konuda torpilliydi. biz istediğimiz zaman çay ocağından çay, kahve alır içerdik (bize beleşti).

    şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere. yazıcı olursanız her türden adamla muhatap olursunuz. hele ki s1 yazıcısıysanız götünüz yer görmez. ben alay karargahında s1 yazıcısıydım ama asker kıtlığından s2 ve s4 işleriyle bile ben uğraşıyordum.

    takım komutanımın yanına gidip "beni gerekirse meydana verin, köpek boku temizleyeyim." diye yalvardığımı bilirim. bir boktan anlamayan iki satır yazıyı bile yazamayan heriften azar işitmek, hakaret yemek insanın gururuna dokunuyor.

    neyse konuya dönelim. ben s1' de olduğumdan her sabah personel yoklamasını hazırlayıp alay komutanına götürmem gerekiyordu. taburdaki yazıcının yoklama hatası yüzünden bile ben fırça yiyordum.

    hiç öyle "sabah 9 akşam 5 çalışırım." diye hayal kurmayın. çalışma saatleri çok esnektir. akşam nöbetçi subay bile sizi çağırıp bir iş kilitleyebilir. o derece. hele ki tatbikat zamanları... diğer askerler iki tane çadır kurup gölgesinde kola içerken siz akşam 10 a kadar evrak işiyle uğraşırsınız.

    böyle uzar gider bu liste. görev yaptığınız birlik ve başınızdaki komutana göre iş yoğunluğu değişebilir.
    1 ...