bebeyim oradaki pontus denilen yunan/rum halkı da aslen fars ve tzan kökenlidir eğer en dip kökene bakacaksak o yunanların da piç sayılır helenizm ile karadenizde fars,paflagon,tzan ve gürcüleri türkler asimile etmedi yunanlar etti
ayrıca osmanlı döneminde oranın adı vilayet-i çepni olarak geçer fatih sultan mehmed trabzon u alınca halkını balkanlara siktir etmiştir.
ayrıca güneydoğudaki arapça ve kürtçe bilen türk aşiretleri gibi aynı durum karadenizde de vardır bu aileler rum olmadığı gibi bunu bahane edip türklere rum diyene de kafam girsin.
memlekette ne zaman bu kadar sığır nüfusu artışı oldu çözemedik rum olduğunu kabul etmeyen trabzonlu dediğin kişi haklılık payı olma ihtimali de bulunan biridir. o bölgede rum devleti'nin kurulmuş olması ezelden ahire kim gelirse gelsin herkes rum olacak anlamına mı geliyor? o zamanın pontus ile bugünkü yunanlılar aynı kültürün parçası mı? fetihten önce ve sonra o bölgeye oba oba göçen türkler buharlaşıp uçtu mu? ödlek öcün aldı mu?
bu tip sabit fikirli argümanların çıkış noktası hep her olayı sınırlı bilgiyle belirli çerçevede ele almaktan ortaya çıkıyor. bugünkü trabzonluların rum olduğunu iddia edebilmek için son iki bin yıllık süreci her açıdan ele almak gerekiyor. ilk grek kolonileri,helenizm döneminde gelen fars aşiretleri, hıristyanlık sonrası rum yerleşimleri, imparatorluk dönemi ve osmanlı yönetimi, kafkas halkları (gürcü ve laz başta olmak üzere) ve türklerin bölgeye göçleri vs. hakkında gerçeklerle ortaya çıkılmalı ki bu bile tekmil bir topluluğun etnik kökenini ıspatlamakta yeterli değildir.
yani bir troll bile ortaya atsa böyle saçmalıkları onun üstüne lapin gibi atlayanları görünce insan yazmadan edemiyor. işin en ilginç yanı da bu tür anadolu toplumunun etnik kökeni ile ilgili saçma fikirleri ortaya atanların genelde aynı şey türkler için söylendiğinde "höhöhöyt olur mu öyle şey, türk mü kaldı ne türkü ne kültürü" vir vir vir konuşmaya başlamaları.
mesele trabzonluların rum yada başka bir etnisite ye sahip olması değil. mesele bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmaya kalkmak ve yalan yanlış bilgiler üzerinden ahkam kesmek.
dedesi anadolu'nun hangi köşesinde eşek sikenlerin torunları, istanbul işgal edildiğinde osmanlı hükümetinden tek kuruş almadan silahlanıp trabzon'dan yola çıkarak ingiliz cephaneliğini canı pahasını havaya uçuran, sovyetlerden gelen cephaneliği inebolu ve batum'dan takalar ile taşıyan yiğitlere etnik köken üzerinden saldırmasının başka bir izahı yoktur.
etnik ve mezhep temelli bölünmenin bir orta çağ hastalığı olduğunu görememiş vatan hainleri, canı sıkıldıkça trabzon'a saldırır. sebebi basittir genelde;ya kendi memleketinden bir sinek dahi çıkamamış olması, ya bir futbol muhabbeti, ya da yediği bir dayağın acısını buradan korkakça havlayarak çıkartmaya çalışmasıdır.
çok merak edenler için yazayım. trabzonluların büyük çoğunluğu kıpçak kökenlidir. 1461 öncesi rum olduğu var sayılan nüfusun bile büyük kısmı %52.7'si manastır kayıtlarına göre yine kıpçak kökenlidir. ayrıca osmanlı kayıtlarında yine fatih döneminde trabzon'da 20.000 çepni çadırı olduğu geçer. en az 5 kişilik bir ailede bu 100 bin yapar.
yine tekrar etmek isterim. mesele insanların hangi etnik kökenden geldikleri değil,neye hizmet ettikleridir.
millet, dil, kültür ve ülkü birliği ile birbirine bağlı vatandaşların teşkil ettiği siyasî ve içtimai heyettir. “türkiye cumhuriyeti’ni kuran türk halkına türk milleti denir” m.kemal atatürk