Taşlı topraklı köy yolunda atımla dıgıdık dıgıdık gidiyormuşum. Sonra bir kervansaraya gelmişim, oturmuşum.
Hancı bana bir geyik budu, atıma da yulaf demişim.
Geyik budu ile şarabımı yerken, ordaki birkaç eşkıya hancının genç ve güzel kızını rahatsız ediyorlarmış.
Sonra ben cool bir şekilde etimi yerken, hiç oraya bakmadan ; bırakın kızı demişim.
Serseriler şok olmuş tabi.
"bize mi dedin" diye sormuşlar.
Ben de; burda sizden başka ayı mı var demişim ve bunları pata küte bir güzel dövmüşüm.
Sonra tabi hancının kızı bana teşekkür etmek için gece beraber odamıza çıkmışız.