13 eylül ankara iftar zirvesi'ne gelmiştim, iftar başlamadan lavaboya doğru ilerliyordum ki üzerinde noche yazan gömleğiyle birlikte karşımda belirdi. 'hayırdır abi?' dedim. durumu anlattı, yazar kardeşlerimize ufak bir şaka yapalım dedi. 'anlaşıldı tamamdır' dedim ve kediye kafa atan mücahit fare'nin tam karşısına oturdum. şamatanın nerde döneceği belliydi çünkü. neyse iftarlar açıldı ve saipsiz garson kıyafetiyle masamızda belirdi. fanta istediğimizde 'niye efendim tavukla fanta mı içilir?' diye kızıyor, su soğuk değil değiştirir misiniz dediğimizde suyu kafasına dikip 'yok yok bu iyi sen devam et' diyordu. saipsiz'i tanımayanlar da şaşkınlıkla birbirlerine bakıyorlar ve ne oluyoruz yahu diyorlardı... neyse velhasılı kelam kimilerine çıkışarak, kimilerine 'sen çok tatlısın bak' * diyerek bize güzel bir zirve yaşatmıştır. iftarlar açıldıktan sonra kısa süreli de olsa muhabbet ettik ama gözlemlediğim her zamanki saipsiz'e nazaran biraz durgun olduğuydu. vardır bi bildiği diyoruz ve gönlüne, yüreğine sağlık diyerek bir kez daha alkışlıyoruz kendisini. iyi ki varsın...