"Bir Kıbrıs tarihi yazan Alman arkeolog Maier, yunanların menşei hakkında şöyle demektedir:
"Kıbrıs yunanları ne kan ne de soy/köken açısından Yunanlıların varisi değildir. 3000 yıldan bu yana Ada'dan birçok kavmin getirilerek helenizm etkisiyle yunanlaştırıldığı için yunan dili gibi hElenistik kültür de Bizans'ın benimsediği Hıristiyan Ortodokslukla hayatın bir parçası olmuştur. Kilise, dinsel ve kültürel birliği sağlamakla,yunanlar arasında bir toplum hissinin temelini atmıştır. Bizans kültürünün temsilcisi olan papazlar M.S. 500'den bugüne kadar, yunanların değişen hükümetlere karşı gösterdiği kararlılığın kaynağım teşkil etmiştir."
Bizans'tan bu yana kıbrıslılar, hElence konuşmakta ve Yunanlılar gibi Hıristiyan-Ortodoks oldukları için hElen kültürünün etkisi altında bulunmaktadırlar. Bu nedenle kıbrıslı yunanlar, bir Anavatan arama peşinde kendilerini Yunanlı olarak görmek istemektedirler. Psikolojik olarak Enosis'in temeli de budur.
M.S.39S'te Roma imparatorluğunun ikiye ayrılması üzerine Kıbrıs Doğu Roma imparatorluğu yani Bizans idaresine geçmişti. 6. yüzyılda Bizans'ta yunanca resmi dil olarak kabul edilmişti. Bunun bir sonucu olarak bir Bizans eyaleti olan Kıbrıs'ta da yunanca konuşma ve yazı dili haline gelmişti. Menşe itibariyle anadolu ve Mezopotamya halkı gibi Kıbrıs halkı da yunanca konuşmaya ve yazmaya başladığı için, Bizans'ın uzun idaresi altında kendilerini yunan saymaya başlamışlardır. Bugünkü Kıbrıs yunanları adaya yerleştirilmiş ve helenistik kültürle yunanlaştırılmış bu halkların devamını teşkil etmektedir.