ayrılık. birbirinden ayrı kalma durumu.
aslında tam olarak bu değil.
biliyorsunuz bu değil.
değil yani, daha acı bir şey. biliyorsunuz değil mi? daha acı bir şey olum işte.
hani şükrü erbaş anlatıyor ya
insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık diye, türküsünü söylecek kimsesi kalmamak ayrılık diye, Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya diye.
biliyorsunuz işte ayrılık daha böyle şeyler. ne araya yolların girmesi ne de kapanan kapılar değil demiş ya şair işte. bilirsiniz de zaten.
evet buraya kadar ayrılığın tanımıydı :d
tanımı bitirdik :d
kurcalamaya geldi sıra.
ayrılık.
hani şey var ya,
Aşık olacak kadar büyüdüysen, ayrılığın acısına katlanacak kadar da büyümüş olmalısın diyor öğretmeni küçük çocuğa
sanki bu akşam ölürüm dinleyip dinleyip kendini kesen bu millet değilmiş gibi :d
ohh be nihayet konuyu getirdim şu şarkıya :D arkadaş kocaman entry yazdım :D bir şairden bir şiirden bir kitaptan bir filmden alıntı yaptım aha sırf konu şu şarkıya gelsin diye :d
aha bu da şarkı :d dinlesenize siz de :d
çıkarken başlıktan ufak bir dörtlük bırakalım bu başlığa da. karacaoğlandan.
Nice sultanları tahttan indirdi
Nicesinin gül benzini soldurdu
Nicelerin gelmez yola gönderdi
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm