ittihat ve terakki

entry69 galeri
    19.
  1. bu konuyu bilmeyenler için kısa bir özet geçeyim.

    O dönemlerde osmanlı avrupanın teknoloji açısından gerisinde kalmış. Güçsüz yani. Dönemin padişahı sultan 2. Abdülhamid. Abdülhamid osmanlının güçsüzlüğünün farkında. Siyaseti iyi bilen, tecrübeli bir padişah. Olayları hep diplomasi ile çözüyor, asla savaşa girmemeye çalışıyor. Çünkü sonucu biliyor. Osmanlı her yönden güçsüz.

    O dönemlerde bu ittihad ve terakkiciler "hürriyet" diye dolaşıyor ortalıkta. Padişahlık sistemini yıkıp, meşrutiyeti getirmek istiyorlar. Yani tek adam değil, tek adam ile beraber bir meclis olsun diyorlar. Padişahın yetkileri sınırlansın diyorlar. Abdülhamid buna pek yanaşmıyor. Bu mücadele yıllarca sürüyor. Bu yıllar çok zor ve karanlık yıllar. Suikastlerin, kimvırduya gitmelerin, sokak ortasında ayan beyan gazeteci ve siyasetçi infazlarının olduğu, sık sık ayaklanmaların olduğu karmaşık yıllar. Abdülhamid sonunda baskılara dayanamıyor ve meşrutiyeti ilan etmeyi kabul ediyor. Böylece padişahla beraber meclis kuruluyor. ittihad ve terakkiciler hükümet kuruyor ve yönetimi ele geçiriyor. Bir süre sonra 31 mart vakası oluyor ve padişah sultan 2. Abdülhamid tahttan indiriliyor. Selaniğe sürgüne gönderiliyor. Tahta çıkan vahdettin abdülhamide hiç brnzemiyor. çok aciz ve etkisiz bir padişah. ittihat ve terakki iyice güçleniyor. Bir süre sonra osmanlıyı balkan savaşına sokuyorlar. Osmanlı ağır bir yenilgi alıyor. Balkan topraklarını kaybediyor. Ardından da 1. Dünya savaşına sokuyorlar osmanlıyı. 4 yıl perişanlık, sonunda ağır bir yenilgi ve çok ağır antlaşmalar. Ülke işgal ediliyor. ittihad ve terakkinin başındaki 3 isim de yurtdışına kaçıyor. Onlardan sonra gelen tüm hükümetler ittihatçıları baş hain olarak nitelendiriyor.

    işte ittihat ve terakkinin hikayesi böyle. Niyetleri iyi belki ama, ülkeyi felakete sürükleyen de onlar. Kısacası bilgi ve tecrübe olmadan "hürriyet" diye ortaya çıkan ve yabancı mihraklarla işbirliği içinde hareket eden bir topluluk.
    6 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük