bu aslında insan zihninin tamamen alışmış olduğu ve sürekli maruz kaldığı günlük stres düzeyiyle ilgili bir durumdur.
şöyle ki; kişi, günlük yaşam rutinleri ve süreçleri gerçekleştirmek adına alıştığı stres düzeyinde değilse; bu oluşan belirsizlik durumu insan zihninde endişe ve kaygıya neden olur. ve kişi yine kendini, bir takım bilişsel çarpıtmalar ve/veya sorunları gereksiz büyütmeler, veya eski süregelen problemlerle yeni gündemler oluşturmak koşuluyla kendi duygu durumunu eski alışageldiği stres düzeyine çeker.
somut hale getirilen en büyük problem dahi zihnin belirsizlik duygusuna bağlı endişesi (ki bilinçötesinin ölüm korkusu ile yüzleşmesidir bu) kadar büyük bir stres oluşturmaz.
insan güncellediği derdini tartmalı bu durumda; ne kadar güncel veya yeni?
bu bilgi bize ne kazandırır?
bu durumun farkındalığı insana çevresinde ''kıskandıracak'' düzeyde bir ''gamsızlık'' hali kazandırır ki; kendimden biliyorum. henüz bahsettiğim ölçüde bir ''gamsızlık'' seviyem yoksa da; hatırı sayılır bir ''koyvermişlik'' düzeyine sahibim çok şükür bu anlamda.
geçmişin hamallığına, geleceğin kahinliğine soyunmamak ve hayatın sürprizlerine teslim olmak doğanın insana sunduğu en büyük nimettir fikrimce.