Sovyet döneminin ünlü Gürcü şairi Mayakovski, Nâzım Hikmet’e “en büyük şairiniz kim?” diye sorar. Nâzım Hikmet düşünmeden “Şeyh Galib” der ve bir şiirini onun için tercüme eder.
Bu şiiri defalarca dinleyen Mayakovski şöyle der: “‘Bizim ulaşmak için çırpınıp durduğumuz şiir idealine meğer sizin eski şairleriniz çoktan ermişler.”
Rivayete göre şu şiiri okumuş:
“Bir şu’lesi varki şem-i canın
Fân’usuna sığmaz âsm’anın
Bu sine-i berk âşiyânın
Sina dahi görmemiş nişânın
Efrûhte-i inâyetindir.”
(Can mumunun öyle bir alevi vardır ki göğün kubbesine sığmaz!
Bu, yuvası şimşek olan bağrımın eserini
Sina dağı bile görmemiştir ve ondaki ateş senin lütfunla tutuşmuştur.)