Müzik satsak köşe olurduk. Bıraksalar, “Saraçhanebaşı buz tuttu, Arap Kamil, Naciye’yi dost tuttu” ile, o olmadı mı, “Unkapanı’nda Hacıbaba’da oymacılar var, koymacılar var” ile dünya listelerine girerdik. Bırakmadılar. Soktular sınıflara, “Daha dün annemizin, çiçekli bahçemizin…” “Hocam,” dedik, “yanlış yapıyorsunuz. Biz bahçeli evlerde oturmuyoruz, çiçekler saksıda. Öğlen uykusu bilmeyiz. icabında numaradan göz yumar, kaşla göz arasında tüyeriz. Bu muhabbet bize uymaz.” “Yok,” dediler, “şimdi okullu oldunuz, sınıfları doldurdunuz.” Baktık, gariban hocalar kafayı yiyecek, müfredat ile bizim sokaklar arasında, “Bir de biz vurmayalım garibanlara,” dedik, zil çaldı, biz, “haydaa” sokaklara, yakalar fora, Avaramu..