dünyanın en kıymetli işi olmasına karşın ülkemizdeki en boktan müessesedir.
ben öğretmen değilim, ama bu işe pek de uzak olmayan biriyim.
ülkemizde eğitim sistemi hiçbir şekilde sağlıklı yürümüyor.
eğer eğitilmesi planlanan insanın seviyesi öğretmenin seviyesinin çok altındaysa veya bir çocuk ise işler kolaylıkla çığırından çıkabiliyor.
bu noktada öğretmenin hazırlıklı olması da yeterli olmuyor.
bu sebeple bir insanın, yabancı bir insanı düzgün şekilde eğitebilmesi için mutlaka öğrenci ile öğretmeni uzlaştıracak bir hukuk, güveni sağlamak için gidilecek yolu gösterecek bir harita ve dengeyi sağlayacak bir aracı gerekiyor.
şans yardım etmezse; ülkemizde bunlar sağlanamıyor.
hatta öğrenci ile öğretmeni uzlaştıracak hukuk bizzat öğretmen tarafından çiğneniyor, gidilecek yolu gösteren harita öğrenciden gizleniyor, dengeyi sağlaması gereken aracılar menfaat için dengeyi bozuyor.
asıl ilginç olan, insanların büyük çoğunluğunun zarar gördüklerinin farkına varmadan bu durumdan memnun olması.
hem bu durumdan memnunlar, hem de bu durumun devam etmesi için ellerinden geleni yapıyorlar.
gücü temsil eden unvanları elinde tutana yaranmak amaç olmuş durumda.
bütün bir ülke stockholm sendromuna yakalanmış.