Tanrılar yitirmemizi istiyorlar; bu korkusuz bakışları, kaygısız gülüşleri, saf dokunuşları. iyi ve güzel olan her şey yok olsun istiyorlar. Bu bencilliğe alışkınım...
Çok denedim, çok yoruldum. Kah bir bar sandalyesinde, kah bir camii avlusunda. Ufka baktım beni görmez, toprak ise beni çağırır. Aralarında bir o yana bir bu yana savruldum, süründüm ah sırtımda kurudu kanım. Kristal bir viski bardağında erittim günahlarımı. Şimdi kana kana içiriyorlar bana; bencil, yüce, gaddar tanrılarım!
Oysa kim istemez her gün bahar gibi koksun, her bakış parıl parıl parlasın... çocuklar büyümesin, ruhlar asla ölmesin, bu kanlar ve şarap ırmakları şırıl şırıl akmasın. Tanrılar yitirmemizi istiyorlar tüm güzellikleri. Bırakalım, hepsi onlara kalsın bu gri diyarların; bana bir seni versin, bir de tüm günahlarımı... ferah bir his olmalı yitirmek, tanrılarla dolu tüm diyarları.