Çorum ve Konya’nın daha fazla şehit vermesinin sebebi, o dönemlerin büyük şehirleri olmalarından ve savaş meydanına yakınlıklarından ötürüdür.
Memleketin her yanı yangın yeri olmuş. Orada burada kuvvacılar savaşıyor. Bu düzenli ordunun kayıpları.
Biri de güneydoğudan bahsetmiş. Atatürk ve Türk ordusu gelip götünü kurtarmasa hellas bayrağı çekecek adam burada milliyetçilik kastırıyor.
30.000 nüfusu ile 6300 şehit veren Antep var o güneydoğuda. Fransızları 11 ay boyunca, imkansızlıklar içinde olsa da sehre sokmamış, Ermeni lejyonları ile birlikte toplam 30.000’i(dikkat, kendi toplam nüfusu kadar) askeri bulunan koca Fransa’yı 1500 silahlı çetecisi ile madara etmiştir. Ayrıca uçak, top, makineli tüfek, hayvan konusunda da elde avuçta yoktur. Merkezi hükümetten destek de gelmemiştir.
Ha, şehir sonunda teslim olmuştur. Fakat ne Fransız’a ne de Ermeni’ye. Yenilecek ot bile kalmadığından halk açlıktan kırılacak hale geldiğinde sehri teslim etmiştir.
Bu arada, şehrin işgali Sakarya savaşından sonra biter. Yani halkı zaten perisan olmuş, açlıktan acı zerdali çekirdeği ekmegi yapmış, at eti yemiş, nüfusunun %20’sinden fazlasını direnme sırasında kaybetmiş bir şehir daha ne yapabilir?
Ayrıca o şehir bugün “Gazi”dir. Ki sonradan değil, kurtuluş savaşını takip eden süreçte o unvan verilmiştir.
“Ben Gazianteplilerin gözlerinden nasıl öpmem ki? Onlar yalnız Gaziantep'i değil, bütün Türkiye'yi kurtardılar.”
-m. K. Atatürk.
Hakikaten bazıları boş tenekeden farksız yahu. Tıngır mıngır ses çıkartıyorlar.