dünyada o kadar çok güzel şey oluyor ki yalnızca siz o kasvetli dünyanızın doğası gereği izlediğiniz felaket haberlerinden ötürü göremiyorsunuz onları. iskoçya'da , yeni zelanda'da , malta'da sevgilinizle beraber koşmak, coşmak , eğlenmek; havuz evinizin bir orta direk türk ailesi evinden büyük olması ile övünmek, fakir arkadaşlara sahip olmadığın için kendini kısıtlama gereği duymamak, yılbaşını bir defadan daha çok kutlamak, kültürlü ve yakışıklı biri olmanın hazzını doyasıya yaşamak...
bazı quasimodo kılıklı zangoçlar bütün hayatlarını üç kuruş para veren sefil bir bahis oyununun etrafında şekillendiriyor. isveç ikinci liginde oynanan maçlar üzerine yorum yapıyor. takımların deplasman performanslarını, benzer saha koşullarındaki geçmiş performanslarını , havanın nem oranını falan hesaba katarak bahis oynuyorlar. lan rutubet böceği kılıklı adamlar! bir dışarı çıkıp esmeralda'nızı arayın, ne bileyim her sağlıklı erkeğin yapması gerektiği gibi üstü açık araba ile kız tavlayın. ya ne diye yaşıyorsunuz anlamıyorum ki? bırakın o kuponları ve tekrar insan olun, sahalara dönün. maiden koşuda yarışan tecrübesiz atlar gibi sağa sola koşuşturun(anlayacağınız dilden) , erkekliğinizi hissedin biraz! gerçekten de günbegün ezikleşen, erkeklikten uzaklaşan insanlar görmekten içim parçalandı, yapmayın bunu bana...
