kısa ve bilimsel bir özet lazım ise başlayabilirim... eşcinsellik, kim ne derse desin dünya psikoloji otoritelerinin (evet, buna türkiye de dahil) hastalık olmadığı, insan cinselliğinin bir formu olduğu görüşünde olduğu durumdur. endokrinolojik bir bağı da yoktur. eşcinsellik altında sebep aranmaması gereken bir olgudur, aynı şey heteroseksüellik ve diğer cinsellik formları için de geçerlidir. eşcinsellik, gerçek bilimsel deneylere ve tespitlere göre bulaşmaz, özendirerek geçmez. cinsel yönelimle ilgili nadir bir durum ise dsö'nün icd-10 rehberinde yer alır. ancak kişi, cinsel yöneliminden (bilgilerime göre heteroseksüellik dair) rahatsız oluyor ise bunun kayda değer olacağı belirtilir. Ayrıca icd-11 adındaki yeni sürüm de çıkacağından, bu sınıflandırmada değişme olabilir.
bunun yanı sıra, hiv eşcinsellikle doğrudan bağdaşmaz. eşcinsellere doğrultulan stereotipler ise bütün beyazları ırkçı ya da bütün müslümanları terörist gibi görmekle eşdeğerdir. eşcinsel bir erkek, düzcinsel veya eşcinsel bir erkeği doğrudan kendisi eşcinsel olduğu için taciz etmez, yani asıl korkan kişilerin durumu "hastalık"tır. herhangi bir insanın başka bir insanı taciz etme olasılığı vardır, bu cinsel yönelime bağlı olmayan bir etkendir. homofobi ise bütün bunları görmezden gelerek eşcinsel bireylere büyük yük olur. kimsenin insanlara böyle saldırma hakkı olmadığı gözden çıkarılamaz bir gerçektir. türkiye olarak aihm ve benzeri kuruluşlara katılmış durumda olmamız ise eşcinsellerin sessiz kalamayabileceği durumunu gözler önüne serer. yani homofobi bir hak değildir, aksine insanların haklarını elinden alan, acımasız bir tutumdur. homofobiye bir dur demek hep lazım! sessiz kalmamak yükümlülüğündeyiz.
