41. allah'tan başka dostlar edinenlerin durumu, örümceğin durumu gibidir. örümcek bir yuva edinir; halbuki yuvaların en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. keşke bilselerdi!
44. allah, gökleri ve yeri hak olarak (yerli yerince) yarattı. şüphesiz bunda, iman edenler için (allah'ın varlık ve kudretine) bir nişâne bulunmaktadır.
46. içlerinden zulmedenleri bir yana, ehl i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. bizim tanrımız da sizin tanrınız da birdir ve biz o'na teslim olmuşuzdur.
47. (resûlüm!) işte böylece sana (önceki kitapları tasdik eden) bu kitab'ı indirdik. onun için, kendilerine kitap verdiklerimiz ona iman ediyorlar. şunlardan (araplardan) da ona iman eden nice kimseler vardır. âyetlerimizi, ancak kâfirler (inatları yüzünden) bile bile inkâr eder.
48. sen bundan önce ne bir yazı okur, ne de elinle onu yazardın. öyle olsaydı, bâtıla uyanlar kuşku duyarlardı.
49. hayır, o (kur an), kendilerine ilim verilenlerin sînelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir. âyetlerimizi, ancak zalimler bile bile inkâr eder.
50. "ona rabbinden (başkaca) mucizeler indirilmeli değil miydi?" derler. de ki: mucizeler ancak allah'ın katındadır. ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.
51. kendilerine okunmakta olan kitab'ı sana indirmemiz onlara yetmemiş mi? elbette iman eden bir kavim için onda rahmet ve ibret vardır.
52. de ki: benimle sizin aranızda şahit olarak allah yeter. o, göklerde ve yerde ne varsa bilir. bâtıla inanıp allah'ı inkâr edenler (var ya), işte ziyana uğrayacaklar onlardır.
53. senden, azabı çarçabuk (getirmeni) istiyorlar. eğer önceden tayin edilmiş bir vade olmasaydı, azap elbette onlara gelip çatmıştı. fakat onlar farkında değilken, o ansızın kendilerine geliverecektir.
58. iman edip güzel işler yapanları, (evet) muhakkak ki onları, içinde ebedî kalmak üzere altlarından ırmaklar akan cennet köşklerine yerleştireceğiz. (böyle iyi) işler yapanların mükâfatı ne güzeldir!
59. onlar, sabreden kimselerdir ve yalnız rablerine güvenip dayanmaktadırlar.
62. allah rızkı kullarından dilediğine bol bol verir, dilediğine de kısar. şüphesiz allah her şeyi hakkıyla bilendir.
63. andolsun ki onlara: "gökten su indirip onunla ölümünün ardından yeryüzünü canlandıran kimdir?" diye sorsan, mutlaka, "allah" derler. de ki: (öyleyse) hamd da allah'a mahsustur. fakat onların çoğu (söyledikleri üzerinde) düşünmezler.
64. bu dünya hayatı sadece bir eğlenceden, bir oyundan ibarettir. ahiret yurduna (oradaki hayata) gelince, işte asıl yaşama odur. keşke bilmiş olsalardı!
65. gemiye bindikleri zaman, dini yalnız o'na has kılarak (ihlâsla) allah'a yalvarırlar. fakat onları sâlimen karaya çıkarınca, bir bakarsın ki, (allah'a) ortak koşmaktadırlar.
66. kendilerine verdiklerimize karşı nankörlük etsinler ve sefa sürsünler bakalım! ama yakında bilecekler!
67. çevrelerinde insanlar kapılıp götürülürken, bizim (mekke'yi) güven içinde kudsî bir yer yaptığımızı görmediler mi? hâla bâtıla inanıp allah'ın nimetine nankörlük mü ediyorlar?