yıllar önce biyografi kitabını okuduğum hâfız-ı kütüb, bibliyofil, kıskanç bir istanbul beyefendisi.
sahaftan bulduğu divân-ı lügati't-türk'i ziya gökalp ile m.fuad köprülü'nün ondan bir şekilde alıp matbaa ile tanıştırma hadisesi çok ilginçtir. hikâyeye göre kıskanç deyişim bu hadise nedeniyledir. lügati kıskandığı için belki asla çoğaltılamayacaktı veya gecikecekti. şimdi safahta bulduğu ama kıskandığı için ali emiri efendi'ye mi şükran borçluyuz yoksa onu izinsiz ele geçirip veya geçici araklayıp matbaaya götüren gökalp/köprülü ikilisine mi?
kullanmak dileğiyle...