niccolo machiavelli

entry177 galeri
    158.
  1. machiavelli’nin siyaset kuramının temelini oluşturan yenilik, insanın kendi güç ve iradesiyle kendi kaderine egemen olabileceğini, kendi kendini zaman içinde yaratıp geliştireceğini kabul eden bir dünya görüşüne dayanır. bu dünya görüşü siyasete de aynı biçimde yaklaşmakta ve iktidar sorununu öne çıkartmaktadır.

    machiavelli’nin “ahlak”tan ayrı, değerlerden uzak bir siyaset anlayışına sahip olmadığını göstermektedir. eski ve ortaçağların bu dünya ötesi kavramlarla belirlediği bir “ahlak” anlayışı yerine, “bu dünya”cı ve insanın kendi iradesiyle kendi “iyi”sini yaratabileceği yeni bir ahlak anlayışı machiavelli’nin hareket noktası olmuştur.

    bu anlayış, siyaseti bir teknik beceriye indirgeyerek, modern toplumda siyasetin siyasetçiler tarafından yürütülen bir meslek olduğu şeklindeki anlayışa da öncülük etmiştir.

    machiavelli’nin bu anlamda ilk modern düşünür olmasının bir diğer boyutu rönesans’ın “yurttaş hümanizmi” olarak bilinen cumhuriyetçi geleneğine dayanmaktadır. dolayısıyla, machiavelli bir yönüyle iktidarın ilkesi ile iktidarın kullanımını tek merkezde toplayan “modern-ulusal” devletin kuramcısıdır.

    bununla birlikte, machiavelli, “modern-ulusal devlet”in “katılımcı-demokratik” boyutunu, rönesans’ın cumhuriyetçi geleneğinin bilinciyle kendisinden sonraki döneme aktarmıştır; ancak, machiavelli’nin siyasal düşüncesinin içinde oluştuğu dönem, esas olarak merkezi, ulusal krallıkların güçlendiği bir dönemdir. machiavelli sonrasındaki siyasal düşünce bu oluşumun belirleyici etkisi altında gelişmiştir.

    ortaçağın sonlarına doğru ortaya çıkan kent devletlerinde sıkça görülen “cumhuriyet” yönetimlerinde gözlenen ve rönesans ile “ideal “ haline gelmeye başladığını bildiğimiz “özgürlük” ve “birey” anlayışlarının etkisinde ve bu anlayışları geliştirici yönde fikirleri de machiavelli’nin savunduğu ileri sürülmüştür. ayrıca machiavelli’nin bilimsel bir dünya görüşü geliştirmeye yöneldiği, özellikle siyaseti dinsel niteliklerden arındırarak modern siyaset biliminin kurulması yolunda bir başlangıç yaptığı da kabul edilir.

    dahası, “modern siyaset bilimi”nin kurulmasına yaptığı katkılarla öne çıkan machiavelli’nin, ilk defa örgütlenmiş bir güç olarak, kendi bölgesinde üstün ve diğer devletlerle ilişkilerinde bilinçli bir yükselme politikası izleyen bir siyasal kurum anlamında “devlet”ten söz etmesi “ülke-insan-egemenlik” unsurlarıyla belirlenen modern ulusal devletin machiavelli ile kuramlaştırılmaya başladığı düşüncesine yol açmıştır.

    machiavelli’e göre, cumhuriyet rejiminin sürekliliği her otoritenin anayasal olması, doğası bakımından sınırlanmış olması, halk tarafından verilmiş olması koşullarına bağlıdır.

    machiavelli, kent devletlerine bölünmüş bir ülkede kentlerin hem birbirleri ile mücadele ettikleri hem de bu mücadele yüzünden güçsüzleştikleri dolayısıyla dışarıdan gelen kralların italya üzerinde egemenlik kurma isteklerinin yarattığı tehlikeye açık kaldığı, çatışmalı bir dönemde fikirlerini geliştirmiştir. diplomatlık döneminde gözlemleme fırsatı bulduğu toplumlar hakkında bilgi ve deneyim sahibi olan machiavelli, böyle bir sorunun ancak yeni bir devlet kurulmasıyla çözülebileceğine inanmaktadır.

    machiavelli’nin amacı temel olarak italya’nın kurtulmasıdır. bu şekilde, machiavelli’nin hükümdarı algılayışı, sadece yasalarla bağlı tek kişi yönetimini iyi görmesinden değil, italya’daki prenslikler arasında sürmekte olan çatışma ortamının giderilmesi ve yeni bir ulusal italyan devletinin kurulması için, güçlü, yetenekli, cesur bir kişinin gerektiğine inanmasından ötürüdür.

    ülkenin ihtişama kavuşması için en iyi yönetimi söylevlerde karma yönetim olarak ele alan machiavelli’nin bu tutumu, cumhuriyetin de bu amaca yönelik olarak hükümdar gibi davranabileceğini öngörmesinden kaynaklanır. böylelikle, hükümdarlık ve cumhuriyet arasındaki en büyük fark siyasal iktidarın özneleri düzeyindedir. machiavelli, karma yönetim biçimini en iyi sürdürebilecek model olarak cumhuriyeti belirler.

    machiavelli, bir ülkenin nasıl yönetilmesi gerektiği sorusunu, ihtişama ve zenginliğe ulaşmanın amaç olarak belirlendiği bir düzlemde, farklı iktidar biçimlerini analiz ederek, yeni bir bakış açısı ortaya koymuş, bunu yaparken çağdaşlarının düşünceleriyle önemli noktalarda kırılmalar yaratmıştır. siyaset, machiavelli için bir “zanaat”tir. bu yüzden de siyaset yapanın, siyasal iktidarı ele geçirme ve koruma çabasında olan insanın kişisel özellikleri önem kazanır.

    machiavelli’nin “siyasal iktidar” anlayışının temelinde “insan doğası” hakkındaki düşünceleri bulunmaktadır. machiavelli’ye göre insanın değişmeyen, zamana ve mekana göre farklılık göstermeyen bazı özellikleri vardır.

    machiavelli’ye göre insanlar en çok mala önem verirler. yönetici de bunu bilmeli, halkı karşısına almamak için, mülkiyete karşı saygılı olmalıdır. doğru ya da yanlış kavramları yalnızca çıkarlarımızın ve gücümüzün yansıması mıdır, yoksa doğal ya da tanrısal düzenin nesnel bir sonucu mudur?

    machiavelli’ye göre adalet güçlüden yanadır. bir prens devletini korumak için her yola başvurabilir. devletini korumak için işleyeceği kusurlardan utanç duyması gerekmez, çünkü erdem olarak bilinen bir davranışa uymak onun için yıkım olabilecekken, kusur olarak bilinen bir davranışsa iyilik getirebilir.

    machiavelli’nin tercih ettiği iktidara gelme yolu, kişinin kendi yetenekleri, becerileri, cesareti gibi bireysel güçlerini kullanarak iktidara gelmesidir. böyle iktidara gelmek zordur, ama yeteneklerini kullanan kişi şartların gereğini yerine getirecek, yazgının değişmesinden en olumlu biçimde etkilenmeyi bilecek yeterliğe sahip olduğundan, iktidarını güçlü kılıp uzunca bir süre koruyabilecektir.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük