spotlight

entry45 galeri
    44.
  1. en iyi film oskarı alan film. gerçek bir olaydan esinlenilmiş ve tamamen gerçeği anlatan bir film. aslında filmi iki kısımda ele almak istiyorum, bir sinemasal olarak iki siyasal olarak.

    siyasi kısa olduğu için ondan başlıyorum.

    bunu da bir filmin işleyişi iki dönemsel olarak ikiye ayıracağım.

    filmin işleyişi genel olarak kilise ve cemaatlerin otoritelerinin amerikada bile olsa, mahkeme ve yerel yönetimler tarafından yargılanamayacağını yargılansa bile diplomatik düzeyde ört bas olayının çok kolay olduğunu göz önüne sermekte. yani bu da bizim ülkedeki cemaat yapılanmasını aslında bir nevi, sıradan bir şey, bütün ülkelerde olabilecek bir şey olarak göstermekte.

    dönemsel olarak ise, filmin amerikan seçim sürecine denk gelmesi, medyanın neler yapabileceğini göstermesi bir nevi bana donald trump'ın propaganda filmiymiş gibi gelmesini sağladı açıkcası.

    sinemasal olarak;

    filmi muhtemelen izleyenlerin bir çoğu sıkıcı bulacaktır, zaten öyle olmaz mı? en iyi film oskarını alan bütün filmler genelde sıkıcıdır.
    filmin öyküsü işleyişi, insanların gittiği yol üzerinde karşılaştıkları zorluklar çok iyi bir şekilde betimlenmiş. bence filmin can alıcı sahnesi, baron'un spotlight ekibine yaptığı konuşma, " bazen zamanımızın çoğunu,karanlıkta tökezleyerek harcadğımızı unutmak kolaydır. birden ışık yanar ve suçlanacak bir şey bulunur."
    kamera açıları sinematografi çok iyi şekilde kullanılmış, ki benim gözümde en iyi kurgu ödülünü de alabilirdi, bir hayli akışkan bir sıkıcılığı mevcut filmin.
    oyunculuklar gerçekten üst düzeydi, mike sasha ve baron gerçekten inanılmazdı, bir de en çok beğendiğim, adını unuttum. zamanında tacize uğrayan şimdilerde evli bir rahip olan adam.

    ben her filmi izlerim diyenler için belgesel tadında izleyebileceğiniz bir filmdir.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük