ömer lütfi akad sineması

entry1 galeri
    1.
  1. (bkz: ömer lütfi akad) filmlerinde başlangıçta yönetmen olarak lütfi ömer akad diye yazsa da genel olarak kişilerin tanıdığı isim ömer lütfi akaddır. bu durum oldu olası enteresan gelmekte bana.

    lütfi ömer akad ustasız bir üstaddır. türk sinemasının yeni gelişmeye başladığı bir dönemde sinemacılar dönemini başlatan yönetmen olarak anılsa da aslında muhsin ertuğrul sinemasından yani tiyatrocular dönemindeki sinemadan pek farkı yoktur. vurun kahpeye filmini genelde sinemacılar dönemi başlangıcı olarak alırlar. tabi yerinde bir tespit olabilir pek çoğu için ancak işin mutfağına girildiğinde aslında pek bir fark olmadığı görülür. dil ve sinemasal anlatım olarak fark yoktur, ancak bazı oyuncuların kökenleri değişmiştir, bunun sebebi ise yeni gerçekçiliği benimsediği kamera stüdyo/platolardan sokaklara çıkar bu durum sinemacılar döneminin işaretidir bir nevi.

    akad'ın ideolojisi ;

    sabit bir ideolojisi yoktur çeşitli filmlerine bakıldığında bu durum görülür, ömer seyfettinin eserlerinden sinemaya uyarladıklarında muhafazar kesimlere hitap ettiği görülürken karşıt görüşe sahip insanlar tarafından faşistlik derecesinde eleştirilmiştir. buna karşılık "gelin, düğün ve diyet" üçlemesinde de bu durumun tam tersini ele almış ve tarafsızlığını net bir şekilde ifade etmeye çalışmıştır. hudutların kanunu filmi ile fütüristik/devrimci bir ideoloji benimsenirken, gökçe çiçek filmi de o kadar gerici bir filmdir. akadın filmlerinde kesin yargılara varılmaz. sloganımsı tavrı ise tümüyle yadsır. sorunları ortaya koyar çözümü izleyene bırakır. bu filmler bu yüzden çok farklı okumalara açıktır.

    akad'ın dili ;

    akad'ın sinema dili kimse tarafından yadsınamayacak derecede saf ve durudur. gösterişten ve yapaylıktan tümüyle soyutlanmış bir dildir. düz bir anlatım tüm filmlerine egemendir. filmlerinin bir çoğunda alegorik anlatım ve geri dönüşler mevcuttur. orta seviye insanın anlayamayacağı bir şeyi izleyiciye sunmaz. bu da anlatımı basitleştirir.

    kahramanların başkaldırıları bile başka olgularla desteklemeden bilinçli bir direnişe yöneltmeden verir. gerilimi kişiler arasındaki dramatik ilişkilerle yansıtmayı eğler tüm filmlerinde coşku ve dinamizm yoktur. sıradan olağan bir yaşamı kendi içindeki sessiz izleyeni edilgin olmaktan çıkartıp etkin bir konuma sokan doğal görünümüyle yansıtmayı amaçlar.

    akad'ın biçimciliği ;

    aslında lütfi ömer akad biçimci değildir ancak bir çok kişi tarafından biçimci damgası vurulur bunun sebebiyse akad sinemasının kendine özgü sadelik/duruluk sinemanın dilini geliştirecek ve zenginleştirecek atraksiyon ve optik oyunlardan arınmışlık olarak üretimidir. bu biçimci olmak ise evet lütfi ömer akad biçimcidir. akad tüm filmlerinde estetiği optik oyunlara zoomlara gerekli gereksiz kaydırmalara ya da buna benzer yapay ve zorlama ögelere yer vermeyen sadeliği ve gerçekçiliğinde yatar. ali gevgili buna "görkemli bir sadelik" der. ancak bunu ironi olarak alabiliriz, çünkü görkemli ve sade kelimelerini bir arada kullanmak bile insanı komik duruma düşürüyor. o dönemde türk sinemasının baş belası olan baş çekimlerini mümkün olduğunca kullanmamaya çalışan akad. ayrtılardan bütüne değil de derinlemesine sahnelerle bir bütünden ayrıntıları yakalamaya çalışmıştır.

    akad'ın karakterleri ;

    öncelikle tip ile karakter ayrımını bilmek lazım;

    tipler halk için yapılan sinemada önemli yer tutar çünkü tipler kesin çizgilerle birbirinden ayrılırlar, iyi tip hiç kötülük barındırmaz, kötü tip ise hiç iyilik barındırmaz. tiplerin olduğu yerde de karakterler ve kahramanlar oluşmaz. özellikle üç kuşağın bir arada film izlediği dönemde tip olgusunu aşmak imkansızdır. çünkü insanların anlaşılmaz bulduğu şeyi izleme nezaketi yoktur.

    geleneksel anlatının türk sinemasına kazandırdığı bu tek boyutlu feodal kültürün insan tanımları kişilerin ve kahramanların bu ikonografi içine sıkıştırılmasına neden olmuştur. halk için sinema yapıyoruz mantığının benimsenmesi adına başka çıkışta yoktur zaten.

    akad ilk dönemlerinde bu tip kalıplarını aşamamış olsa da ve kahramanları türk sinemasına ilk kazandıran kendisi olmamış olsa da döneminde türk sinemasına kahramanları ve karakteri en iyi uyarlayan kişi olmayı başarmıştır.

    "düğün, gelin ve diyet" üçlemesinde tek değil çok kahramanlı çok karakterli bir zenginlik sunar. yaşamdaki gerçekçiliği kişilerin yarattığı olaylarla değil de olayların gerektirdiği kişilerin seçimi ve dağılımı ile yakalar. kötüler de iyiler de farklı kutuplarda ödün vermez katılıkta değildir. filmlerinde kötü karakterlerin kaynağı çoğunlukla feodal anlayıştan, törelerden aile yapısının sert disiplininin uygulamasında taraf oluşlarından gelir. iyileri de tek boyutlu değil daha doğrusu bireysel özelliklerinden soyutlanıp kişiliksizleştirilmemiştir.
    filmografisi :

    vurun kahpeye 1948
    lüküs hayat 1950
    tahir ile zühre 1951
    arzu ile kamber 1951
    kanun namına 1952
    ingiliz kemal 1952
    altı ölü var 1953
    katil 1953
    çalsın sazlar oynasın kızlar 1953
    bulgar sadik 1954
    vahşi bir kız sevdim 1954
    kardeş kurşunu 1954
    görünmeyen adam istanbul'da 1954
    meçhul kadın 1955
    kalbimin şarkısı 1955
    ak altın 1956
    kara talih 1957
    meyhanecinin kızı 1957
    zümrüt 1958
    ana kucağı 1958
    yalnızlar rıhtımı 1959
    cilali ibo'nun çilesi 1959
    yangın var 1959
    dişi kurt 1960
    sessiz harp 1961
    üç tekerlekli bisiklet 1962
    tanrı'nın bağışı orman 1964
    sırat köprüsü 1966
    hudutların kanunu 1966
    kızılırmak karakoyun 1967
    ana 1967
    kurbanlık katil 1967
    vesikalı yarim 1968
    kader böyle istedi 1968
    seninle ölmek istiyorum 1969 (renkli)
    bir teselli ver 1971
    mahşere kadar 1971
    vahşi çiçek 1971
    yaralı kurt 1972
    gökçe çiçek 1973
    gelin 1973
    düğün 1974
    diyet 1975
    esir hayat 1974

    tv filmleri :

    diyet 1975
    ferman 1975
    pembe incili kaftan 1975
    topuz 1975
    çekiç ve titreşim 1979
    emekli başkan 1979
    ısı 1979
    kuma 1979

    belgeselleri :

    tanrı'nın bağışı orman(1963), bir gazetenin hikayesi, üvilever, ormancılığımızda dün ve bugün, ormanları koruma, ormanların ekonomik değerleri, orman yetiştirme ağaçlandırma, orman ve köy ilişkileri, orman endüstrisi, ormanın ruhsal sağlıkla ilgisi, ıstanbul(1990)
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük