1939 ve 1952 yılları arasında geçen döneme verilen isimdir, bu dönemde avrupada yaklaşan seslerin ve beraberinde sinema ithalatının düşmesi ve bu dönemde film ihtalatının avrupadan mısıra kaymış olması çevirisini muhammet kerim 'in yaptığı 1938 yılında gösterime giren aşkın gözyaşları adlı film bir anlamda mısır sinemasının türk sinemasına girişi ve etki alanı olarak türk sinemasını seçmiş olduğunun göstergesidir. 1938-48 yılları arasında sayısı 100ün üstünde mısır filmi ihtal edilmiştir.
mısırdan ihtal edilen filmlerin tutması üzerine muhsin ertuğrul allah'ın cenneti isimli 1939 yapımı film ile münir nurettin selçuk'u oynatarak şarkıcı oyuncu geleneğini başlatmıştır. cemil filmer mısırdan ihtal edip gösterime soktuğu filmlerin müziklerini bestekar selahattin pınar'a düzenletmiştir. muharrem gürses ve birçok yönetmen 1950'li yıllardaki sinema anlayışlarını mısır sineması üzerine kurmuşlardır. bu da melodramların halk tarafından benimsenmesini sağlamıştır.
mısır filmlerinin türk sinemasına girmesinin temel sebebi avrupadaki yaklaşan ve olan savaştan kaynaklanan sosyolojik durum değil, iktisadi olarak türk filmlerinin yapımının 3te 1 maliyetine denk gelmesiydi. bir türk filmi o dönemde 45-50bin liraya mal olurken mısır filmlerinin ihtalatı 7-8bin lira, türkçeleştirilmesi de 7-8 binliraya mal olmakta ve bir filmin maliyeti ortalama 15-16bin liraya denk geldiği için tercih ediliyordu.
mısır filmlerinin etkisi altındaki türk sinemasının bu alandaki en önemli temsilcisi muharrem gürses 'tir. bu dönemde en ağır melodramlara imza atmış ve bu alanda haklı bir şöhret kazanmıştır. zeynep'in gözyaşları 1952 ile başladığı serüvene yetimler ahı gülmeyen yüzler vicdan azabı gibi filmler ile türk sinemasının melodram açığını kapatmıştır.
devamında ise halil kamil ha-ka film ile muhsin ertuğrul ve ipek film tekelini sonlandırmıştır.
ek olarak bu döneme ikinci dünya savaşının etkileri de mevcuttur. bu etkilerden şu şekilde bahsedersem isabet olur.
bu dönemin başlangıcında ikinci dünya savaşının hazırlık evresiyle birlikte düşen amerikan ve avrupa filmlerindeki ihtalatın düşmesi ve bitme noktasına gelmesi ve bu dönemin devamında savaşın patlak vermesi ve sosyolojik etkileri sinema dilinin gelişmesini olumsuz yönde etkilemiştir, ithalat ve etkilenme ortadoğu ve mısıra kaymıştır. mısırdan alınan filmler ne kadar kaliteli melodramlar olsa da üretilen ürünler tiyatrocular döneminde yaratılan filmlerden farksız olduğu için. film dilinin gelişmesini olumsuz yönde etkilemiş, yerinde saymasını sağlamıştır.
