ferrari taraftarı olsam da hamilton'ı severim. ingilizleri brezilyalılardan, zencileri beyazlardan, gençleri yaşlılardan daha çok sevdiğim için ferrari'nin markalar şampiyonu olmasından sonra hamilton'ın sürücüler şampiyonu olması rakip olmasına rağmen beni üzmez. ama dün eğer hamilton'a pitten geçme cezası verilmeseydi tıpkı at yarışlarındaki komiserler kurulundakilere güvenim kalmadığı gibi f1 yarış komiserlerine de saygım çok azalacaktı.
raikonen'in ustaca bir hareketle hamilton'ı dışarı atmasından sonra ingiliz'in kestirmeden gitmesini anlayışla karşılıyorum. mecbur kaldı ceza alacağını da bildiğinden kendi kafasına göre yol verdi. daha doğrusu yol verir gibi yapıp hava koridorundan faydalandı avantajını hiç yitirmeden liderliği aldı. sonrasında ise raikonen çaylak gibi araba sürmeye başladı ve kontrolü yitirdi sonunda da duvarla akraba oldu. kısacası ceza cok hakkaniyetli fakat geç geldi. daha yarış bitmeden o ceza verilse ve 25 saniye yerine hamilton ciddi ciddi pitten geçse 3.lüğü bile zor görebilirdi.
bir de yarış sonrası basın toplantısında hamilton henüz ceza almadığı halde raikonen'e yüklendi ve dürüst yarışmadığını söyledi. ama kendisi rakibini dışarı atarak geçmenin alasını britanya'da yapıp ev sahibi avantajını bir güzel değerlendirmişken eminim dürüst hissediyordur. yazının başında iki saat sevgimi anlatmışken yaza yaza sinirlendim ibnetora bakk.
yarış hakkında en çok konuşulan konu bu ceza konusuyken benim en çok aklımda kalan olay ise heidfeld'in son turda tam 4 araba geçerek kendisini podyuma atması oldu. bu arada belçika rejisine cok feci laflar hazırladım. son turun ortalarında bourdais'i üçüncü gösterdikten sonra boş boş tur atıp damalı bayrağa giden hamilton'u göstereceklerine o arkadaki puan savaşını gösterseler eminim herkes ayakta alkışlardı o yağmurdaki mücadeleleri.
son olarak şu yağmur ne güzel yapıyor formulayı. bayık bayık giden yarışın son 3-4 turunda yağan yağmur olmasa bi kelime yazmazdım vallahi.
