tayyip'le yaptığı göbeği büyütme savaşınının yine yeni yeniden, her zamanki gibi emekçilere, yoksullara, ezilenlere bir şey getirmeyeceği adamdır. işi özeti budur. iki sermaye çevresenin, iki demokrasiden nasip almamışın, iki demokrasiyi kendi istediği gibi yontanın, iki yoksulun sırtında olanın, iki doğrularla işi olmayanın kavgasının aktörlerinden birisidir.
ve fakat yine de, tam emin olmasam da şöyle bir şeyi sesli bir şekilde düşünmek istiyorum: sermayenin ve egemenlerin medyası her zaman olacak biliyorum. Bugün ezilenlerin karşısında A gazetesi varsa ve yokulup giderse bir gün, başka bir B gazetesi olduğu gibi devam edecek. Yine biliyorum ki, kapitalizmin kendi içerisindeki kişisel iktidar mücadelelerinden çok da ilerici bir şey çıkmıyor, bunda da çıkmayacak. iki farklı sermayenin çatışmasından bir şeyler ummak hayalci, farkındayım. Ancak, önümüzde bir Hürriyet örneği var. 90ların başından beri, yalanın dibine vurarak halkı yönlendirmiş bir gazete Hürriyet. Linç güruhlarını yöneten, yer yer ülkeye ırkçı bir gaz pompalayan, iktidar yalakası, borsaların ekonomisini yapan, militarist, ertuğrul özkök'ün, fatih çekirge'nin gazetesi var. Öfkemi kelimelerle ifade edemeyeceğim bir gazete var ve yaşanan çatışmadaki aktörlerden birisi bu gazetenin patronu: Aydın Doğan. Biraz ilkel olacak, kan davasını andıracak farkındayım ama ben bu medyanın bir şekilde sonlanmasını istiyorum arkadaş.
"ideolojik aygıttır, mevcut ideoloji kapitalimzdir, o zaman hepsi kötüdür"ü falan da biliyorum ama Nazım'ın dediği gibi "Bilirim / O dedigin nesnenin önünde kafamla egilirim/ Ama bu yürek/ O bu dilden anlamaz pek..."