--spoiler--
Osmanlı maliyesi, tamamen Haçlı işgalcilerine ve tefecilere teslim olmuş vaziyetteydi. Kendi vergi ve rüsumunu dahi toplayamıyordu. Padişahlar, galata bankerlerinden ve ingiliz tefecilerinden yüzde 12-20’lere varan faiz oranıyla ve ülkenin vergi ve kaynaklarını teminat göstererek alabildikleri borçlarla saraylarında devran sürüyorlardı. Bu iktisadi çöküş ve mali batak, sadece onları saraylarında esir etmedi, topyekûn Osmanlı toprakları işgale uğradı, bölünüp parçalandı.
içişleri Bakanlığı’nın 1934 tarihli Osmanlı Ekonomisi raporunda şu tespit yapılıyordu: “Gümrük kapılarının sonuna kadaru açık tutulduğu dönemde Avrupa’dan ithal edilen ipekli kumaşlar, Bilecik dutluklarının harap olmasına sebep oldu. 1821’de 600 adet el tezgâhına sahip bulunan Üsküdar’da 40 tezgâh kaldı. Aynı şekilde 3000 tezgâh bulunan Tırnova’da tezgâh adedi 1000’e düştü. Mensucat sanayinin çöküşü diğer sanayi dallarını da etkiledi. Hepsinden önemlisi memlekette sanayinin bir gün canlanacağı ümidi hemen hemen yok gibiydi.”
mehmet emin koç - yeni mesaj gazetesi
--spoiler--