ebu hureyre

entry62 galeri
    49.
  1. 6. Uzun Ömürlü Olması

    Ebû Hureyre (r.a.), Hz. Peygamber’in (s.a.s.) vefatından sonra yaklaşık yarım asır kadar daha yaşamıştır. Onun yaşadığı bu yarım asırlık zaman diliminde, islâmî fetihler sonrasında çeşitli kültür ve medeniyetlere ait unsurlar Müslümanlar arasına sızmış ve itikadî, felsefî ve siyasî problemlere çözüm yolları bulma lüzumu ortaya çıkmıştır. Şüphesiz insanlar bu problemlerin çözümünde Kur’ân ve hadîslerin hakemliğine müracaat etmişlerdir. Ancak bu konuda onlara, en çok o dönemde hayatta olan sahabiler yol gösterip yardımcı olmuştur.

    Genç yaşlarda Hz. Peygamber’i (s.a.s.) adım adım takip etmiş olan Ebû Hureyre, Abdullah b. Ömer, Ebû Saîd el-Hudrî ve Hz. Âişe (r.ahum) gibi uzun ömürlü âlim ve fakîh sahabiler, bu devirde önemli vazifeler üstlenmişlerdir. Allah Resûlü’nün (s.a.s.) kutsal mirasını gelecek nesillere bu kıymetli şahsiyetler ulaştırmıştır. Dikkat edilirse, bu isimlerin sahabe içerisinde çok hadîs rivayetiyle tanınan şahıslar oldukları görülmektedir.

    Netice

    Hz. Ebû Hureyre, h. 7. yılda Medine’ye gelip Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sohbetiyle müşerref olduktan sonra, Mescid-i Nebevî’nin bir kenarında ilim ve irfanla meşgul olan Ashab-ı Suffa’ya katılmış ve Allah Resûlü’nün (s.a.s.) yanından bir an olsun ayrılmamıştır. Her nereye gitmişse O’nu (s.a.s.) takip etmiş, hizmetine amâde olmuştur. Gerektiğinde hane-i saadetlerinde bile O’na (s.a.s.) hizmetten geri kalmamıştır. Kâh bineğinin dizginlerini tutmuş, kâh taş taşımış, kâh su getirmiş ve böylelikle Efendimiz’in (s.a.s.) sevgisini kazanmıştı. Bu muhabbet, onun hadîslere karşı iştiyakını artırmış ve hadîse ulaşmak için her türlü fedakârlığı göze almıştır.

    Ebû Hureyre (r.a.), Allah Resûlü’nün işaretiyle üstlendiği bu mukaddes vazifeyi layıkıyla yerine getirmiş ve muvaffakiyetle neticelendirmiştir. Allah Resulü’nün (s.a.s.) ‘Gökteki yıldızlar’ diye vasıflandırdığı o kutlu insanlar arasında, hadîste önemli konuma sahip olması dolayısıyla Ebû Hureyre’nin (r.a.) hususi bir yeri vardır. Resûlüllah’a (s.a.s.) olan bağlılığı ve hizmet aşkını, ömrünü hadîs ilmine adamasıyla göstermiştir. O, hayatını ortaya koyduğu bu hizmet anlayışıyla, ilimle uğraşan günümüz insanlarına da, gökteki yıldız misâli kılavuzluk etmiştir. ilim uğruna gecesini gündüzüne katmış, sıkıntı ve zorluklara sabırla tahammül göstermiştir. O, bu samimi gayretiyle Allah Resûlü’nün (s.a.s.) hususî teveccühüne ve duasına mazhar olmuş ve bu sayede unutulmayacak derya gibi bir ilime kavuşmuştur.

    Ebû Hureyre’nin (r.a.), Allah Resûlü’nün (s.a.s.) hadîslerine karşı gösterdiği bu aşkın merak ve iştiyakı, bazı sahabilerin hayretini mûcip kılmış ve bu durum, bazen izahı gerektiren itirazların yöneltilmesine sebebiyet vermiştir. O, kendisine yöneltilen bu itirazlara kendinden son derece emin bir şekilde

    “Sizler bağınızda bahçenizde, çarşı-pazarınızda dünyanızla meşgul olurken, bu fakîr karın tokluğuna Allah Resûlü’nün yanından hiç ayrılmamış, O’nu (s.a.s.) adım adım izlemeyi mukaddes bir vazife bilmiştir.”
    diye cevaplamıştır. Bu sözler, Ebû Hureyre’nin (r.a.) üstlendiği bu hususî vazifeye olan sadakatini göstermesi bakımından oldukça mânidardır. Ruhu şâd, mekanı cennet olsun! Allah bizleri şefaatine nâil eylesin!

    Kaynaklar:

    1. M. Ali Sönmez, Ebû Hureyre, DiA, Şamil islam Ansiklopedisi, II, 21-23.
    2. Prof. Dr. ibrahim Canan, Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, 1/44 vd.

    https://sorularlaislamiye...inin-nedenleri-nelerdir-0
    0 ...