Ebû Hureyre 'nin diğer sahâbîlerden daha çok hadis rivâyet etmesini sağlayan şey, Hz. Peygamber (s.a.s) söylesin veya söylemesin, helâl ve haramla ilgili olmayan, fakat güzel ahlâka teşvik, cennet ve cehennem haberleri gibi bütün güzel sözleri ona isnad etmeyi kendine câiz görmesidir. Onun bu konudaki dayanağı şu hadislerdir:
"Benden size hakka uygun bir söz ulaştığında, ben onu ister söylemiş olayım isterse olmayayım, onu alınız. Benim söylemediğim fakat benden size ulaştırılan güzel bir sözü, ben söylemişimdir." (M. Ebû Zehv, a.g.e., 160).
Buna verilen cevap şudur:
Geç Müslüman olmasına rağmen Ebû Hureyre 'nin çok hadis rivâyet etmesi, onların ileri sürdükleri sebeplere bağlanamaz. Bunun asıl sebebi, dünyadan el-etek çekip Hz. Peygamber (s.a.s)'in toplantılarına katılması, savaşta ve savaş dışında onun yanından ayrılmaması, hadisleri unutmaması için Hz. Peygamber (s.a.s)'in duasını alması, Hz. Peygamber (s.a.s)'in vefâtından sonra elli yıl kadar daha yaşaması ve duymadığı hadisleri diğer sahâbîlerden alarak insanlara rivâyet etmesidir. (a.g.e.).
Helâl ve haram dışındaki konularda Hz. Peygamber (s.a.s)'e yalan isnad etmesini kendisi için câiz görmesi iddiası da geçersizdir. Çünkü o,
"Kim bilerek bana yalan isnad ederse cehennemdeki yerine hazırlansın."
hâdisinin râvîlerinden biridir. Birçok toplantılarında hadis rivâyet etmek istediğinde bu hadisi zikrettiği sâbittir. Sahâbiler, onun hadis rivâyetindeki üstünlüğünü kabul ettiler ve ondan hadis naklettiler. Hz. Ömer, Osman, Talha, ibn Abbâs, Âişe, Abdullah b. Ömer ve diğerleri (r.anhum) bunlardandır. (Hâkim en-Nisâbûrî, a.g.e., III, 513; ibn Kesir, a.g.e., VIII, 108). Bu da onların, Ebû Hureyre 'nin güvenilirliği ve doğruluğu hususunda ittifak ettiklerini gösterir. Diger taraftan, Ebû Hureyre 'nin rivâyet ettiği hadislerin çoğunun, başka sahâbîler tarafindan da nakledildigi görülür. (M. Ebû Zehv, a.g.e., 160, 161).
Ebû Hureyre'nin dayandığını ileri sürdükleri hadislere gelince, bu hadisleri Ebû Hureyre rivâyet etmemiştir. Aksine bunlar onun adına uydurulmuş sözlerdir. Bu hususta ibn Hazm şöyle demiştir: "Allah'tan korkmaz bazı insanlar birtakım hadisler rivâyet ettiler. Bunların bazısı islâm'ın temel prensiplerini geçersiz kılmakta, bazıları da Hz. Peygamber (s.a.s)'e yalan isnat etmeyi mübah saymaktadır." ibn Hazm bu iki hadisi de, râvîlerinin çok zayıf olmasından ötürü geçersiz saymaktadır (ibn Hazm, el-ihkâm fî Usûli'l-Ahkâm, Mısır 1345, II, 76, 78, 80; M. Ebû Zehv, a.g.e., 161, 162).