Yazamıyorum...
Kelimelere de bulamıyorum suçu,
Galiba gözümden daha miyop aklım.
Bu kadar bulanık olmamalı her şeyin sonu...
Olmayanın oluş taklidi ne kadar mümkün?
Varım ben diyorum; anlamlanamıyorum.
Kadük olmuş sanki fikirlerim,
Daha gelmeden dile.
Yaşlı bir çocuk doğmuş,
Pek de umutlu değil aile...
Durdum;
Şimdi yazmaya başladım geçmişten,
Ümitle, Bir satır belki ana sıçrar diye
Durmaya çalıştım;
Ilık bir baharda, bir nehrin içerisinde.
Çok çabuk kış geldi, sular dondu.Ben hala akıyordum...
Aşkım ve öfkem neden benliğimin gerisinde?
Arkamdaki milyonlarca kancayı başıma takıyordum...
Kütlesiz milyon kancanın tacını taktım.
Renksiz, kokusuz, hatta berrak bile olmayan,
Bir çok nesneden olan krallığıma baktım
Bıçaklar kesmiyordu fakat kör de değildi.
Ateş yakmıyordu, gül kokmuyordu,
Işık da karanlık da yoktu ve zaman eğildi.
Düş kapıları gerçeği içeri sokmuyordu.
Duramadım;
Donmuş bir nehirde sürüklenerek aktım,
Denize ulaşamayacak kadar ıraktım.
Sanki o an göğsümün sıcaklığı yangına eşti.
Elimde Tırnaklarım kalbimden bir parça nasır eşti.
Bir damla kan akmadı,
Sanırım derindi fazla kanatmadı...
Durdum;
Korkuluk gibi bir tarlanın ortasında.
Hayalet bir korkuluğum, dehşet içinde baktım kargalara.
Sanırım tarla yok sokaktayım etraf karanlık.
Kargalarda karga degil. bu sanırım...
... Akan bir şeyler işte
insanlık demeye dilim varmadı.
Şemşir