rusya tarihine keyfi bir bakış

entry7 galeri
    2.
  1. elizabeth 1762'de öldüğünde peter (dı greyt) in torunu üçüncü peter tahta geçti. yalnız bu küçük peter'in devlet işleri pek umrunda değildi. küçük peter'in bu ipimle kuşağım sikimle taşağım tarzındaki devlet yönetimi kendi kıçının derdine düşen catherine i rahatsız etti. aslen alman olan catherine ( rus çarı olup alman kızı almak da ne demek oluyorsa) ipleri eline alarak kocasını sonraları aşığının gelip onu öldüreceği saraya hapsetti. küçük peter'in ölümünden sonra bu aşifte, catherine ıı olarak rus çariçesi oldu. catherine zamanında rusya büyümeye devam etti. kırım ve polonya topraklarının büyük kısmı imparatorluğa katıldı. ama katerina nın asıl ünü uzuuuun bi listeyi işgal eden sevgililerinden geliyordu. hatta ve hatta aydınlanma filozoflarının en sevdikleri yönetici haline gelmişti. artık bu filozoflara nasıl bir hediye veriyordu ben işin içinden çıkamadım. yalnız aydınlanmaya en büyük kaktısını! 1790 yılında serflik ve otokrasi üzerine bir makale yazan rus yazar alexander radishchev'i sibirya'ya sürgüne göndererek yaptı.

    katerina 1796 da sevgililerini gözü yaşlı bırakıp dünyadan göçtüğünde rusya zamanının süper güçlerinden biri olmuştu. ekonomik olarak avrupalı büyük devletlerin ardında kalmasına rağmen askeri ve siyasi olarak onlarla boy ölçüşecek hale gelmişti. yalnız serflerin yaptığı tarıma dayanan rusya ekonomisi ve sanayileşmeye başlamış avrupa ekonomisi arasındaki makas çok yakın zamanda açılmaya başlayacaktı. ve gelecek katerina nın yalaka sevgililerinin değil radischev'in sözünü sakınmayan torunlarının olacaktı.

    katerina öldükten sonra taht 1801 de suikaste kurban gidecek olan oğlu paul'e kaldı. aslında katerina'ya sorsalar tahta oğlu paul'ün değil torunu alexander'ın geçmesini isterdi. neyse ki bu çok uzun sürmedi paul tahta çıktıktan beş yıl sonra öldürüldü ve tahta oğlu aleksandır geçti. aleksandır'ın babasına düzenlenen suikastte parmağı olduğu söylenir ama biz görmediğimizden bir şey diyemiyoruz. yaptıysa günahı boynuna. aleksandır rusya'da pek fazla reforma imza atamadı ama en azından napolyon'u yendi.

    önce napolyon'a karşı britanya ve avusturya ile ittifak yaptı. başlarda, napolyon'un karşısında olan herkese olduğu gibi, rusların işleri pek iyi gitmedi. 1807'de napolyon rusları barış yapmaya ve kendisinin müttefikleri olmaya zorladı.

    1812'de nasıl olduysa bu ittifak bozuldu ve napolyon 600 bin (rusların iki katı) kişilik bir orduyla rusya'yı işgal etti. ama ruslar bu işgale direndiler. rusların direnciyle rusya'nın öldürücü kışı bir araya gelince napolyon'un ordusundan sadece 30 bin kişi paris'e dönebildi. aleksandır da avrupanın yeni hamisi sıfatını aldı.

    bu çar açısından bakıldığında işin iyi tarafıydı lakin kazın ayağı pek de göründüğü gibi çıkmadı. bir şekilde paris'e gidip orada yaşayan rus subayları memleketlerine geri döndüklerinde romantik hatıralarının yanında, katılımcı demokrasiden, insan haklarından bahseden devrimci fikirleri de getirdiler. aleksandır 1825 te öldüğünde bu subayların büyük kısmı yeni çar nicholas yerine rus anayasasına bağlılık yemini ettiler. "decembrist" (aralıkçı, bkz: götünden sallamanın en güzel örneği) diye adlandırılan bu arkadaşların karıştırdıkları haltların duyulması pek fazla zaman almadı. nikılıs da gizli bir polis teşkilatı kurup yaptıkları her hareketi takip ettirdi. sansürü yoğunlaştırdı, açık açığa bir otokrasi, ortodoksluk ve milliyetçilik politikası izledi. bu sayede 1848'de avrupa'da devrimler olurken çarın ordusu rus devrimcileri rahatlıkla bastırabilecekti.
    nikılıs'ın veliahtı aleksandır ıı serfliği kaldırdı ve sansürü hafifletti. bu reformları da karşılıksız kalmadı ve 1866 da kendisine bir suikast düzenlendi. aleksandır bunun üzerine tekrar işleri sıkı tutmaya ve baskıcı bir yönetim izlemeye başladı ama bu 1881'de öldürülmesini engelleyemedi. varisi aleksandır ııı babasının reformlarına kaldığı yerden devam etti. ve son çar nikılıs ıı (1894) zamanında devrimci partiler ortaya çıkmaya başladı. bunlardan biri de vladimir lenin'in liderlik ettiği rusya sosyal demokrat işçi partisiydi.

    1905 yılında "kanlı bir pazar" günü çarın askerleri st. petersburgta gösteri yapan işçilerin üzerine ateş açarak yüzlercesini öldürdüler. 1905 devrminin kıvılcımı da aynı gün tutuşmuş oldu. terörist saldırılar, ordudaki isyanlar orantısız güç kullanımları imparatorluğu sarsmaya başladı. çar sukuneti sağlamak umuduyla, bir anayasanın sözünü verdiği, insan haklarından bahsettiği ve temsili bir hükümetten bahsettiği ekim manifestosunu yayımladı. ordu tekrar sukuneti sağladı. ama nikılıs'ın çilesi henüz bitmemişti.

    1906 yılında çarın başbakanı pyotr stolypin dumayı feshetti ve yeni seçimleri ilan etti ancak yeni seçilen parlemento eskisinden daha da beterdi. bunun üzerine stolypin toplumun alt tabakalarındaki insanların oy kullanma hakkını kısıtlayan yeni bir yasa vaz etti. bütün bunların faydası olmadığından sonraki seçimler daha beter parlementolar oluşturdu. ama insanlar çar'ın katılımcı monarşisinin bir aldatmacadan ibaret olduğunu anlamış oldular.

    diğer taraftan rusya'nın ekonomisi modernleşiyordu. misal birinci dünya savaşının başladığı 1914 yılında rusya fransa veya avusturya - macaristan kadar çelik üretmişti. ama çarlık rusyası savaşın gerginliği ve ülkedeki siyasi gerilimi kaldırabilecek durumda değildi.
    5 ...