47 numara giyen bir arkadaşım vardı ki en yakın arkadaşım olur kendileri, bizim şuursuz esprilerimize karşı kalkan gibi dururdu hiç umursamazdı koymazdı bizim esprilerimiz, ancak onun dramı beğendiği ayakkabıyı giyememektendi, genelde onun ayağına göre bulunmazdı, basketbol oynardı kendisi ancak günlük hayatında da basketbol ayakkabıları giymek zorunda bırakırdı hayat onu, hatta bir keresinde t-mac almıştı, okula onla gelmek zorunda kalmıştı, lise son sınıftaydık o zamanlar.
arkadaşın zaten büyük olan ayağı t-mac ile iki katına çıkmıştı bir de okulun kumaş pantolonlarının altında olunca abartı büyük oluyordu. derken arkadaşı 3 kızın arasında gördüm ancak kızlar lise 1. sınıftı, onun bunlarla ne işi olur ki dedim yaklaştım, farkettim ki kızlar arkadaşımla eğleniyorlardı, hayırdır dedim gülerek yaklaştım, ya dediler aslında biz arkadaşın ayak numarasını merak etmiştik ehiehi dediler, arkadaşım sinirden renkten renge girdi, kızlara bir baktım götlerinin bokuna bakmadan eğlenen tiki tarzı kızlardı, birden suratımı astım, arkadaşlar size şöyle kötü bir gerçeği söylerim, duyumlarıma göre ayağı büyük olanın şeyi de büyük olurmuş, o yüzden uluç'tan uzak durun demiştim.